Kategori: Haber

18 Mart Çanakkale Boğaz Muharebesi’nde büyük ün yapan Rumeli Mecidiye Tabyası Komutanı Yüzbaşı Mehmet Hilmi (Şanlıtop)’in torunu Gazanfer Şanlıtop dedesinin savaştığı tabyayı ziyaret etti.

Kahraman Dedesinin İzlerini Aradı

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın konu ile ilgili yaptığı açıklama;

“Kahraman Dedesinin İzlerini Aradı

18 Mart Çanakkale Boğaz Muharebesi’nde büyük ün yapan Rumeli Mecidiye Tabyası Komutanı Yüzbaşı Mehmet Hilmi (Şanlıtop)’in torunu Gazanfer Şanlıtop Tarihî Alan Başkanlığımızın misafiri olarak dedesinin savaştığı tabyayı ziyaret etti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığımızın “Kahraman Komutanların Torunları” projesi kapsamında misafir edilen Gazanfer Şanlıtop, dedesinin Çanakkale Boğaz Muharebesi’nde büyük kahramanlık yaptığı Rumeli Mecidiye Tabyası’nı ziyaret etti. Ziyareti esnasında duygulu anların da yaşandığı tabyada Şanlıtop: “Dedem ve Kahraman eratı büyük fedakârlıklarla savaştıkları bu mekânlarda tüm dünyaya Çanakkale Geçilmez’in ne demek olduğunu haykırmışlardır, ne mutlu bize ki bu kahraman ecdadın torunlarız” dedi.

Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarisi Bölümü, Bağlam ve Tasarım Stüdyosu, Gelibolu Yarımadası‘nın tarihini, doğasını ve mimarisini çalışmak için Yarımada’ya dört günlük bir gezi düzenledi.

Bilkent Üniversitesi Stüdyo Gezisi

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’ndan yapılan açıklama;

“Bilkent Üniversitesi Gelibolu Tarihî Alanı’na stüdyo gezisi düzenledi.

Bilkent Üniversitesi Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarisi Bölümü, Bağlam ve Tasarım Stüdyosu, Gelibolu Yarımadası‘nın tarihini, doğasını ve mimarisini çalışmak için Yarımada‘ya dört günlük bir gezi düzenledi. Öğretim Görevlileri Hatice Karaca ve Ayşegül Tokol önderliğinde gerçekleşen gezi, ilgili bölümdeki ikinci ve dördüncü sınıfta öğrenim gören öğrecilerden oluşan 20 kişilik bir ekip ile gerçekleştirildi.

Uzun soluklu bir çalışma öncesinde keşif niteliği taşıyan gezi sırasında Öğr. Gör. Hatice Karaca ve beraberindeki öğrenciler Başkanlığımızda misafir edildi. Başkanlığımız uzmanları ile fikir alışverişinde bulunan Sayın Hatice Karaca ve değerli öğrencilerine, Tarihî Alan ile ilgili dokümanlar takdim edilerek alanda yapacakları çalışmalarda başarılar dilendi.”

INTERFEST adlı bilimsel araştırma grubu, Gelibolu Tarihî Alanı‘nı ziyaret etti.

INTERFEST Tarihi Alan Ziyareti

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’ndan yapılan açıklama;

“INTERFEST adlı bilimsel araştırma grubu, Gelibolu Tarihî Alanı‘nı ziyaret etti.

INTERFEST birçok kayıtlı dernek ve topluluğun bir araya gelmesinden oluşan ve bünyesinde dünyaca ünlü tarihçiler, mimarlar, mühendisler ve anıtsal yapı uzmanları barındıran bir bilimsel araştırma grubudur.

Gelibolu Tarihî Alanı’nda Başkanlığımız tarafından ağırlanan INTERFEST, Yarımada’da bulunan kaleleri ve tabyaları gezerek birtakım incelemelerde bulunmuştur. Tarihî kalelere tüm dünyada ilginin eskiye göre daha da arttığını belirten INTERFEST Başkanı Dr. Hans-Rudolf NEUMANN, Tarihî Alan’daki incelemelerinide bu yönde yoğunlaştırmıştır. Dr. Neumann açıklamasında; amaçlarının turizm pazarlamasındaki sorulara yanıt bulmak, bunun yanında Gelibolu Tarihî Alanı‘nda bulunan ve önem teşkil eden askeri savunma yapılarının uluslararası platformda tanıtımına katkı sağlamak olduğunu belirtti.

Mehmed Niyazi Söyleşi ve İmza Günü, Türkiye’nin yetiştirmiş olduğu önemli yazarlardan biri olan Mehmed Niyazi Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı aracılığıyla halkımızla bir araya gelecektir .

Mehmed Niyazi Söyleşi ve İmza Günü

Gelibolu Yarımadası Savaş Alanları ve Şehitlikleri idaresi olan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı‘nın konu hakkındaki duyurusu;

SÖYLEŞİ ve İMZA GÜNÜ

Türkiye’nin yetiştirmiş olduğu önemli yazarlardan biri olan Mehmed Niyazi Başkanlığımız aracılığıyla halkımızla bir araya gelecektir . Tarih, edebiyat ve fikir yazıları alanında 20’den fazla esere sahip olan yazar, 1998 yılında yayınladığı “ Çanakkale Mahşeri “ adlı eserini Çanakkale Savaşları’nın 100. Yılına özel yapılan 62. baskısı ile tekrar okuyucu ile buluşturmuştur. Çanakkale Savaşı’nda kahraman Türk askerinin başarılarını ve savaşta yaşananları destansı bir tonda anlatan eser çıktığı günden bu yana büyük bir ilgi ile okunmuştur.

“Allah Allah” Nidalarından Başka Hiçbir Şey İşitilmiyordu.  Albay Mustafa Kemal’in kırbacıyla verdiği işaretle elleri tetikte bekleyen bütün askerler Conbayırı’nda korkusuzca ileri atıldı.

“Allah Allah” Nidalarından Başka Hiçbir Şey İşitilmiyordu

6 Ağustos’ta Anafartalar sahillerine General Stapford komutasındaki 9. İngiliz Kolordusu’ nun başlattığı çıkarmada hedefler Anafartalar Ovası’nda bulunan Mestan Tepe, Tekke Tepe, İsmailoğlu Tepeleri idi. Anafartalar bölgesinin savunması ise Yarbay Wilmer komutasındaki 3.000 kişilik kuvvetin omuzlarındaydı. Gelibolu Jandarma Taburu, Bursa Jandarma taburu, 31. Alay’ın 2. Taburu, 32. Alay’ın 1. Taburu ‘nu kapsıyordu. 6 Ağustos’ta başlayan çıkarmada Müttefikler ilk etapta ele geçirilmesi gereken hedeflerden hala çok uzaktaydı. Bununla beraber Türk komuta kademesinde yaşanan değişiklikler muharebelerin bir dönüm noktası olmuştu. 8 Ağustos tarihinde Anafartalar Grup Komutanlığına Albay Mustafa Kemal’in atanmasıyla muharebelerin seyri tamamen değişmişti. Ve bu değişiklik beraberinde Türk askerinin de inancıyla 10 Ağustos tarihinde Birinci Anafartalar Zaferi’ni getirdi.

“Allah Allah” Nidalarından Başka Hiçbir Şey İşitilmiyordu…
Birinci Anafartalar Muharebesinden sonra en önemli tedbir Conkbayırı’nda alındı. Mustafa Kemal durumun ciddiyeti karşısında düşmanın bir an önce Conkbayırı’ndan atılması gerektiğini düşünüyor ve düşmanın seri aynı zamanda şiddetli bir baskın ile mağlup edilebileceğine; bunun için çok kuvvetten ziyade, çok dikkatli ve fedakârane bir sevk ve idarenin maksadı temin edeceğine inanıyordu. 10 Ağustos sabah saat 04.00 da Albay Mustafa Kemal’in kırbacıyla verdiği işaretle elleri tetikte bekleyen bütün askerler Conbayırı’nda korkusuzca ileri atıldı. Ve bir süre sonra düşman siperlerinden gelen Allah Allah nidalarından başka hiçbir şey işitilmedi. Bu taarruz Çanakkale Kara Muharebeleri sürecinde baskın tarzında başarılı olan tek taarruzdu ve bu başarı son olmayacaktı.

KAYNAK: https://www.facebook.com/Csatt2003

Stapford’un Hazin Sonu, Kireçtepe Muharebesi bir anlamda General Stapford’un da sonu oldu. General Stapford muharebenin sonucu beklenmeden 15 Ağustos’ta görevinden alındı.

Stapford’un Hazin Sonu

Conkbayırı’nda alınan yenilgiden sonra General Hamilton her türlü olumsuzluğa rağmen yeni gelen iki tümeni Anafartalar’da kullanabileceğini düşünmekteydi. General Hamilton ve kurmayları 9. Kolordu Karargâhında General Stapford ile tartıştılar. Hamilton’a göre, Türkler takviye kuvvetlerini Suvla cephesine yığmışlar, ağır çaplı topları mevzilendirmişlerdi. Tam yerleşmeden harekâta başlanmalıydı.

General Stapford bir kez daha ikna olmuştu. 15 Ağustos 1915’te Kireçtepe bölgesine yapılan bu saldırı sonunda başta 9. Tümen birlikleri olmak üzere arka arkaya gelen takviyelerle Kireçtepe mevkii sağlamlaştırıldı. Kireçtepe Muharebesi bir anlamda General Stapford’un da sonu oldu. General Stapford muharebenin sonucu beklenmeden 15 Ağustos’ta görevinden alındı.

KAYNAK: https://www.facebook.com/Csatt2003/

Kazanılan Büyük Zafer Anafartalar, 21 Ağustos 1915 günü yapılan ve gecesinde süren muharebe sonucunda İngilizler ne Yusufçuk Tepe’yi ne de İsmailoğlu Tepelerini ele geçiremediler. Kayacık Ağılı ve Eğrikulak civarında ele geçirdikleri bir kısım mevzilerle yetinmek zorunda kaldılar. 2. Anafartalar Muharebesi’nde İngilizler yaklaşık 8.500’e yakın zayiat verdi. Türk tarafının kaybı ise 12. ve 7. Tümenlerin toplamı olarak 2598’di.

Kazanılan Büyük Zafer

İkinci Anafartalar Muharebesi zaferi de tarih sayfalarına altın harflerle yazılmış ve düşmanın Çanakkale’den çekilmesi artık an meselesi olmuştur.

Türk askeri, Türk komutanları mahşer yeri olan Çanakkale’de dedelerinden aldıkları emaneti yanıbaşlarında paylayan toplara, bombalara; kulaklarının yanından vızıldayarak geçen ve yağmur gibi yağan mermilere; 1915’in Çanakkale’sinde sadece yerin üstünde değil yerin altında da devam eden boğuşmalara; yokluk ve yoksulluğa; yanıbaşında vurulup düşen kardeşine ve öleceğini bilmesine rağmen geride bıraktıklarına özlemle kanının son damlasına kadar sahip çıkmıştır. Ne mutlu onlara ki bugün Türkiye semalarında dalgalanan ay yıldızlı bayrağa rengini veren kan olmuşlardır. Ruhları şad olsun.

KAYNAK: https://www.facebook.com/Csatt2003/