MAYISTA ARIBURNU CEPHESİ

Arıburnu’nda ise cephe hattı, Seddülbahir’e nazaran daha erken siperler ve hatlar belli olmuştur. Bu siper hatları nerede ise savaşın sonuna kadar değişmeyecektir. Diğer taraftan İstanbul’dan Arıburnu’na takviye güçlerin gönderilmesine devam edilmiştir. İlk olarak Gelibolu’ya varan 16. Tümen’in 125. Alay’ı, 28 Nisan sabahı hemen cepheye sevk edilmiştir.

1 Mayısta Türk taarruzu sabah 05:00’de başlamıştır. O gün akşama kadar ve gece yarısından itibaren sabaha kadar devam etmiştir. Taarruzların başlaması ile birlikte düşman donanması da bütün topçusu ile birlikte ateşe başlamıştır. Türk tarafı ilk defa bir gündüz taarruzu yapmakta idi. Açık bir şekilde düşman topçusunun hedefi olmakta, özellikle Kanlısırt’a yapılan taarruzlara karşı, denizden amansız bir top ateşi devam etmekteydi.

1 Mayıs taarruzundan sonra Arıburnu’daki muharebelerde, Türk tarafı tekrar tekrar hücuma kalksada istenilen netice elde edilememişti. Artık şu açıkça anlaşılmaktaydı ki, sağlam bir tahkimatla, toprağa gömülen kuvvetli bir düşmana karşı insanları açıktan açığa hücuma kaldırmak ve netice elde etmek imkânsızdı. Zira karşıdaki düşman zamanın en modern imkânlarına sahip olmanın yanında, elinde de yüzlerce makineli tüfek ile denizde onu himayeye amade yüzlerce top namlusuna sahipti.

Mayıs ayı içerisinde devam eden taaruzlarda kesin bir netice alınamamıştır. Bir Anzak Tugayı’nın 9/10 Mayıs gecesinde Bomba Sırtı’na 23:00’de başlattığı ani taarruz olmuştur. Ancak 57. Alay saldırılara kahramanca karşılık vererek, bu taarruzu, siperlerin önünde durdurmuştur. Günün zayiâtı ise 600 ölü, 2.000 de yaralı olmuştur.

ARIBURNU CEPHESİNDE 26 NİSAN VE SONRASI

26 Nisan Arıburnu cephesinde Türkler için önemli gelişmeler olmuştur. 26 Nisan gecesinde, 77. Alay erlerinin bir kısmının dağılması ile birlikte gelişen olaylar sonucu taarruz başarılı olamamış, 27. Alay’ın birlikleri Kanlısırt’ın batı kısımlarını boşaltmak zorunda kalmış, gecenin geri kalanında 77. Alay erlerinin Kocadere Köyü’nde tekrar toparlanması ile meşgul olunmuştu. Bu açıdan Mustafa Kemal’in en kritik günü, 26 Nisan olacaktır. Çünkü düşmanın bu gün yapacağı muhtemel bir harekât veya taarruz, yapılan bütün fedakârlığın yok olmasına yol açabilirdi. Ancak o gün, beklenenin aksine, ciddi bir olay olmamıştır. Sadece mevziî muharebeler olmuştur. Bununla beraber ordu komutanlığından sürekli taaruz emri gelmektedir.

Cepheye ilk yardım 27 Nisanda gelmiştir. Binbaşı Servet komutasındaki 64. Piyade Alayı 57. Alay’ı, 11. Tümen’den 33. Piyade Alayı da 27. Alay’ı takviye etmek üzere cepheye hareket etmiştir. 19. Tümen Kurmay Başkanı Kurmay Binbaşı İzzettin Bey’in emrinde 57. Alay’ı takviye etmiştir. 33. Alay ise ancak akşamüzeri cephenin sol kanadını, yani 27. Alay’ı takviye edebilmiştir. Sabah saat 10:00’da başlayan taarruz neticesi 27. Alay bir önceki gün kaybettiği mevzilerden Kanlısırt’ı geri almıştır. 27 Nisan gecesi tekrar başlayan taarruzlarda Anzaklar geri püskürtülememişti. Albayrak Sırtı’ndan Düztepe hattına kadar çevrilecek bir savunma hattı oluşturulmuştur. Bu hat savaşın sonuna kadar 8,5 ay süresince birkaç münferit olayın dışında hiç değişmemiştir. Bu hat Cesarettepe’nin doğusundan başlayıp Bombasırtı’ndan devamla Kırmızısırt, Kanlısırt’tan Albayrak Sırtı’na kadar devam etmektedir.

11 Aralık 2015 Gelibolu Şehitlik Turu

Gelibolu Şehitlik Turu

TUR ADI: Gelibolu Şehitlik Turu

TUR TARİHİ: 11 Aralık 2015 Cuma

TUR SÜRESİ: Günübirlik

DURUM: Kesin Hareketli

KONTENJAN: Müsait

BAŞLANGIÇ SAATİ:11 Aralık 2015 Cuma – 09.00
HAREKET NOKTASI: Çanakkale Feribot İskelesi
BAŞLANGIÇ TARİHİ:11 Aralık 2015 Cuma – 18.00

TUR PROGRAMI

* 11 Aralık 2015 Cuma Vitalis Kültür Kafe’de (Çanakkale Feribot İskelesi Eski Rektörlük Binası ) Buluşma ve Hareket ( Şehir içinde konaklayan misafirlerimiz ücretsiz otel veya pansiyonlarından alınıp yine bırakılırlar)

* Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na kıtalararası bir yolculuk

Çanakkale Deniz Muharebeleri:

Kilitbahir Kalesi – Namazgah Tabyası ve Müzesi – Rumeli Mecidiye Tabyası ve Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Kara Muharebeleri

I. Kuzey Cephesi

Bigalı Köyü Atatürk Evi – Anzac Koyu ve Tören Alanı – Mehmetçiğe Saygı Anıtı

Kanlı Sırt – Kırmızı Sırt istikametinde tüneller ve siperler arasından orijinal savaş yolu yürüyüşü -57. Alay Şehitliği – Mehmet Çavuş Anıtı –Cesarettepe-Arıburun Yarları – Kılıçbayırı

Talat Göktepe Anıtı –Mehmetçik Parkı 261. Rakımlı Tepe – Conkbayırı Conkbayırı Atatürk ve Yeni Zelanda Anıtları – Atatürk’ün Saatinden Vurulduğu Yer – Gözetleme Yeri

II. Güney Cephesi

Şahindere Sargı Yeri Şehitliği – Soğanlı Dere Sargı Yeri Şehitliği – Havuzlar Şehitliği

Çanakkale Şehitleri Abidesi – Morto Koyu’nda  Boğaz Manzarası Eşliğinde Çay Keyfi

Ertuğrul Koyu Tabyası – Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği – Seddülbahir Köyü – Kanlı Dere

Alçıtepe (Kirte) Köyü Salim Mutlu Müzesi – Zığındere Hastane Şehitliği – Nuri Yamut Anıtı

* 17.30 – 18.30 Arası Çanakkale’ye Dönüş

Kişi Başı Ücret: Herşey Dahil 60.- TL ( 0-6 Yaş Çocuklar 35.- TL )

Ücrete Dahil Hizmetleri

  • Rehberlik Hizmeti
  • Öğle Yemekleri  ( yemek esnasında içecekler ekstradır )
  • Müze Girişleri
  • Feribot Geçişleri
  • Turistik Araçlarla Ulaşım
Gelibolu Şehitlik Turu
Gelibolu Şehitlik Turu

15 Kasım 2015 Gelibolu Şehitlik Turu; Kesin hareketli Çanakkale çıkışlı günübirlik Gelibolu Çanakkale Şehitlik Turu

II. KİRTE MUHAREBESİ

1/2 Mayıs Taarruzları

1 Mayıs gece saat 22:00 de başlayan ve çıkartmalardan çok çetin çatışmalara sahne olmuştur. Seddülbahir Grubu Komutanı Alman Albay Von Zodenshtern, taarruz öncesi emrinde bulunan askere maneviyat vurgusu yapmaktan da geri kalmamıştır.
“Askerler! Din, vatan ve milletin beklediği şanlı fedakârlık günü gelmiştir. Vatanın esenliği ve mutluluğu sizin ellerinizdedir’’

Cephenin sağ tarafında Albay Halil Sami komutasında 9. Tümen, sol tarafında ise Albay Remzi komutasındaki 7. Tümen 1 Mayıs gecesi 22:00’de harekete geçmiştir. Çok çetin geçen mücadelelerden sonra 7. Tümen, 9. Tümen’e nazaran Fransızların Senegallilerden oluşan 4 ve 6. Tugaylarından 1. Tümen’i ile İngilizlerin 88. Tugay’ı üzerine yaptığı taarruzda, başarılı olmuştur. 21.ve 19. Alaylar Süleymanreisdere-Kanlıdere arasında geniş bir hattı yarmış, düşman cephesinde bir gedik açıp cepheyi çökertmişti. Türk hücumları karşısında dayanamayıp, 28 Nisanda olduğu gibi, bir kısmı yine Morto Limanı’na kadar kaçmıştır.

Türk Ordusu’nun I. Kirte Muharebesi’nden sonraki üç gece, üstü üste düzenlediği taarruzlar, başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Buna rağmen Lord Kitchner taarruzlar sonrası Türk askerlerinin dağınık durumundan yararlanıp başarı göstermek ümidiyle karşı taaruza geçmiştir. Hazırlıklar çerçevesinde Arıburnu’ndaki Anzak Kolordusu’ndan Hamilton’un emri ile Avustralya 2. Tugayı ve Yeni Zelanda Tugayı Seddülbahir Cephesi’ne çekilmiştir. Hazırlanan planın ilk hedefi, 28 Nisan I. Kirte Muharebeleri’nde olduğu gibi, Alçıtepe’ydi.

2. Kirte muharebesi olarak tarihe geçecek bu savaşta Bu harekât için Müttefikler bölgeye 25.000 asker 300 ağır makineli tüfek, 105 kara torpili ve denizde de 400 topluk bir güç yerleştirmişlerdi. Osmanlı Devleti ise 10.000 asker 24 ağır makineli tüfek ile 40 top hazırlamıştı. Kendisinden birkaç kat fazla kuvvetin şiddetli saldırılarına göğüs gererek, gösterdiği cesaretle Türk savunmasının Çanakkale’yi destanlaştıran örneklerinden birisini vermiş, düşmanın da harekât planı bozmuştu. Zira müttefik kuvvetler bütün cephedeki harekât planlarını bu cephede ilerleme esasına göre ayarlamıştı.

Son günlerdeki Kirte muharebelerinde Türk zayiâtı, 2.000 kişiye yakın bir rakama ulaşmış, İngiliz ve Fransızların kayıpları ise, toplam 6.500 kişiyi bulmuştu. Hamilton, Londra’ya çektiği telgrafta hedefe varılmadan harekâtın başarısızlıkla sonuçlandığını bildirmek zorunda kalmıştı.

Mayısın 15/16 gecesinde 7. Tümen bir gece taarruzu yaparak 8 Mayısta kaybedilen 83. rakımlı tepeyi tekrar geri almıştı. Mayıs ayı sonuna kadar Güney Grubu’nun karşılıklı mevzii taarruzları dışında kanlı muharebeler olmamıştır. Mayıs ayı daha çok cephenin düzeltilmesi ve siperlerin tahkimi ile geçmiştir. Düşman karşısında yıkılmaz bir kale gibi duran 7. Tümen’in, 12. Tümen’le değiştirilecek birliklerinin büyük bir kısmı Soğanlıdere’ye, bir kısmı da Havuzludere’ye nakledilmişti.

I. KİRTE MUHAREBESİ

28 Nisan 1915

Kumkale’den çekilen Fransız askerleri Morto Koyu’ndan karaya çıkmış Eskihisarlık bölgesindeki İngiliz birliklerinin yerini almışlardı. İngiliz 29. Tümen’in 87. Tugay’ı Ege Denizi kıyısındaki Sarı Tepe ve Yassıtepe’yi ele geçirip, Zığındere’nin sonuna giderek Alçıtepe’yi batıdan kuşatacak, cephenin ortasını ise 88. Tugay alarak sağında bulunan Kirte’yi zapt edecek ve bunun doğusunda kuzeye ve güneye doğru giden hattı tutacaktı. Fransızlar ise, ileri harekât ile Kanlıdere’de 88. Tugayla birleşecekti. Böylece Alçıtepe, doğusu sabit, batıdan ilerleyen bir pergel hareketi ile kuşatılıp alınacaktı. Bu harekât planında bütün yük neredeyse 87. Tugay’a bırakılmıştır. Tümenin diğer birliği 86. Tugay ise ihtiyat olarak bırakılmıştı.

28 Nisan sabahı saat 08:00’de donanmanın adetâ bir ateş kasırgasını andıran topçu atışı, bütün Türk mevzilerini bombardımana başladığı sırada, İngiliz kuvvetleri de Kirte ile Alçıtepe’nin ön taraflarına doğru harekata başladılar. İngilizlerin ilerleyişine başlangıçta bir mukavemet gösterilememişti. Saat 09:00’a gelindiğinde Kirte’nin ele geçirilmesi muhakkak görünüyordu. Ancak her iki tarafın asıl kuvvetleri bir biri ile çatışmaya başladığında Müttefikler açısından durum değişmeye başlamıştır. İngiliz taarruz planı gereği harekâtın asıl yükünü taşıyan 87. Tugay, cephenin batı kısmında Yassıtepe’yi ele geçirmek için olanca gücüyle 20. Alay’ın üzerine saldırmış, alay ise İngilizlerin beklentisinin aksine büyük bir mukavemet göstererek taarruzları durdurmuştur.

I. Kirte Muharebesi tarihin en kanlı muharebelerinden biri olmuştur. Müttefik güçlerin Kirte harekâtı başarısızlıkla sona ermiş, beklenen hedefler gerçekleşmemiştir. I. Kirte Muharebeleri’nin kazanılması, Türk Başkomutanlığı’nın düşmanın denize sürüleceği ve Yarımada’nın temizleneceği ümidini artırmıştı. 5. Ordunun takviye kuvvetler istemesi üzerine buraya başında Fevzi Paşa (Çakmak) ‘ın olduğu 5. Kolordu’nun 15. Tümen’inin gönderilmesine karar verilmiştir.

SEDDÜLBAHİR’DE MAYIS AYI MUHAREBELERİ

Seddülbahir’de Mayıs ayında muharebeler müttefiklerin üstünlüğünde devam etmekteydi. Burada ağır taarruzlar başlamıştı. Çıkarmanın ikinci gününde 26. Alay’ın kahraman askerleri harekâtın hızını kesmiş, birçok asker şehit olmuş, geriden takviyelerin zamanında gelmemesi, düşmanın diğer çıkarma yerlerinden bazılarında başarılı olması ve Türk birliklerin arkadan sarılma tehlikesi üzerine, 26 Nisan akşamı emir gereği çekilen kuvvetler, Kirte’nin hemen önündeki Yalçıtepe civarında yeni savunma hattı oluşturmuştur. 26 Nisan günü Seddülbahir’de 26. Alay 3. Tabur’u ile 25. Alay 1. Tabur’u büyük bir mücadele vermiştir. 3. Tabur’un Seddülbahir kıyılarındaki iki günlük mücadelesinde zayiâtı 6’sı subay toplam 636 kişi ölmüştür ki, bu taburun toplam mevcudunun % 57’sine tekabül etmektedir. Müttefik askerlerinin ise 2.600-3.000 kişilik zayiât verdiği tahmin edilmektedir. 26 Nisan akşamına kadar Seddülbahir bölgesinin savunması üzerlerinde olan 25 ve 26. Alayların toplam zayiâtı 1.897 kişiyi bulmuştur.

Osmanlı Başkomutanlığı ise düşmanın bir an önce denize dökülmesini emrediliyordu. Seddülbahir’de 25 ve 26 Nisanda 9. Tümen’in 25 ve 26. Alayları, kahramanca muharebelerine rağmen düşmanı denize dökememişti fakat düşman ilerleyişini durdurmayı başarmıştı. 9. Tümen taarruz kararı almıştı. Amaç, düşmanın Eskihisarlık-Zığındere ağzı hattında daha fazla hazırlanmasına meydan vermemekti. Bu taarruzdan da bir netice alınamamış sadece düşmanın ileri karakollarına kadar ulaşılabilmiştir.

NİSAN SONUNA KADAR SEDDÜLBAHİR CEPHESİ

Seddülbahir muharebelerinde kayıplar veren 26. Alay, çıkartmalarda yer alan düşmanla çatışmış ve ilerlemesini durdurmuştur. Bu Alay’ın en büyük kaybı Tekke koyu ve Ertuğrul Koyu’nda verilmiştir. Burada ki çok az sayıda ki birliklerimiz Tekke Koyu’nda büyük kahramanlıklar göstererek Aytepe’yi saat 15:00’e kadar savunmuştu. Müttefiklerin Yahya Çavuş ve erlerini arkadan çevirmeye çalışması üzerine burada ki askerlerimiz Harapkale’ye doğru çekilmiştir. Seddülbahir’deki bütün birlikler, bir ölüm kalım savaşı verirken 9. Tümen komutanı Halil Sami Bey bu birlikler ile ancak öğleden sonra 14:15 sıralarında irtibata geçebilmiştir. Bu Tümen sadece Seddülbahir bölgesini savunmakla görevli değil aynı zamanda Arıburnu çıkartmasında da görevli bulunmakta idi. Bu Tümenin 27. Alayı da Arıburnu savunmasında görev yapmaktaydı.

26 Nisanda Harapkale civarında sıkışan birlikler harekâta geçmişti. Bu birlikleri 10. Bölük’ten iki takımlık Türk kuvveti Seddülbahir Köyü’nde karşılamıştı. Burada şiddetli çatışmalar olmuştu. Bu harekâtın hedefi Harapkale Tepesi’ni (141 rakımlı tepe) ele geçirmek ve daha sonra Aytepe’den ve Gözcübaba Tepesi’nden gelen taarruzla burada birleşmekti.

Tabur komutanı Mahmut Sabri Bey geri çekilirken 70 kadar yaralıyı da düşmanın insafına bırakmak zorunda kalmış, yaralıların önceki günden beri araba geleceği yönlü itirazları karşısında ağlayarak gönüllerini almak ve yanlarına yetecek kadar ekmek ve su bırakmaktan başka bir şey yapamamış, çaresiz bir şekilde Kanlıdere içinden Kirte istikametine çekilme emrini tatbik etmiştir. 26 Nisan sonunda Türk kuvvetleri büyük bir başarı göstermiş, düşmana ağır zayiatlar verdirilmiş ve Kirte’nin hemen önündeki Yalçıtepe civarında yeni savunma hattı kurulmuştur.

SEDDÜLBAHİR ÇIKARMALARI

Müttefik güçler kara savaşlarında asıl kuvvetlerini Seddülbahir’deki beş noktaya çıkarmıştır. İngilizlerin Y, X, W, V, ve S harfleriyle kodladığı (Pınariçi Koyu, İkiz Koyu, Tekke Koyu, Ertuğrul Koyu, Morto Koyu) sahillere çıkarma yapılmak sureti ile Yarımada’nın güney ucunda ilk hedefi Alçıtepe, asıl hedefi Kilitbahir platosu olan bir harekât ile karada üstünlük kurmak istiyorlardı. Bu birliklere yardımın gelmesi ise, Anzakların hedefine ulaşacakları kabul edildiğinde mümkündü.

Bu harekât için 29. Tümen ile Plymouth Deniz Hafif Piyade Taburu ve Kumkale’den geri çekilecek Fransız birlikleri kullanılacaktı. Hamilton’un istihbârî faliyetlerine göre, bu bölgede, bir tümenin olduğu bilgisini vardı. Çıkarma ise bu güce göre planlanmıştı. Bu ise doğru değildir. 25 Nisan sabahı Alçıtepe’nin güneyinde bulunan Türk kuvvetleri, sadece iki tabur ve bir istihkâm bölüğünden ibaretti. Y Sahili’nde (Pınariçi Koyu) ise hiç Türk askeri yoktu. W ve V Sahillerinde (Tekke ve Ertuğrul Koyu) de topu topu iki bölük; S Sahili’nde (Morto Koyu) bir takım; X Sahili’nde (İkiz Koyu) ise on iki kişilik bir posta bulunuyordu.

24 Nisan günü saat 8:00’den önce müttefikler Bozcaada’da toplanmıştı. Burada Implacable, Euryalus ve Cornwallis himaye gemileri ile muharebe için gelen askerlerle dolu üç tane Cunarde Transatlantik Vapuru ile kum rengi bir boya ile iri yamalar şeklinde kamuflaj edilmiş olan River Clyde kömür gemisi, 6 tane donanmaya ait mayın tarayıcı gemi, 8 balıkçı gemisi ve bir miktar layter ve römorkör bulunuyordu.

Y Sahili’ne (Pınariçi Koyu) yapılan çıkış hareketinin hedefi, Yarımada’nın güney kısmı ile olan ulaşım ve irtibatının tehdit edilebileceği veya kesilebileceği beklenmedik bir noktada, sahile küçük bir kuvvet atarak, Seddülbahir’deki asıl harekâta yardım etmekti. Pınariçi koyuna yapılan çıkarma hiçbir karşılık ve mukavemet görmemesine rağmen, birlikler için fiyasko ile sonuçlanmıştır.

X Sahili Çıkartmasında ise Tekke burnundan bir mil kadar ikiz koyunda piyadeye ciddi bir engel teşkil edecek hazırlığın olmamasıyla beraber 26. Alay 7. Bölük’ten 9 eri gözetleme görevinde bırakmıştı.

Saat 08:00’den önce hareket eden Yüzbaşı Leslie, devamlı bir surette ilerleyerek sahilden 800 yarda içeride şiddetli bir mukavemete maruz kalmış, daha ileri gidememiştir. Sağ tarafta bulunan Yarbay Newenham’ın müfrezesi ilerleyerek saat 11:00’den önce hedeflenen ilk tepeyi ele geçirmiş, bu ileri yürüyüş Implacable’dan izleyen deniz piyadelerini tepenin üstündeki askerleri görünce sevinçle arkadaşlarını alkışlamışlardır.

W Sahili Tekke Koyunda İngilizler’in “Türkler bir ölüm tuzağı hâline sokmakta büyük feraset ve zekâ göstermişlerdi.” diye ifade ettiği bu yer, çıkarmanın en şiddetli yaşandığı sahil olmuştur. Tekke Koyu denilen bu yer İkiz Koyu’nun bir mil güneyinde idi. Bu sahile çıkarmayı Lancashire Tümeni yapmıştı. 300 metre kadar uzunlukta olan sahilin genişliği ise 30-40 metre arasında değişmektedir. Sahilin savunması, 26. Alay 12. Bölük askerlerinin sorumluluğunda idi. Bir takımı Yarımada’nın en uç noktasına diğeri ise Aytepe’de karakol vazifesi ile görevlendirilmişti.

Çıkatma anından itibaren bir mil kadar kuzeye ellerini kollarını sallaya sallaya ilerleyen askerler burada hiç ummadıkları bir direnişle karşılanmışlardı. Hedefleri kıyının temizlenmesinden sonra Aytepe’nin ele geçirilmesi ve sonrasında 114 rakımlı (Karacaoğlan ) tepede İkiz Koyu’na çıkan birliklerle birleşmekti.

Çıkartma anının ilk dakikalarından itibaren Binbaşı Sabri Bet’in ifadesi ile ‘Senelerden beri rengini muhafaza eden denizin rengi millet fedailerinin kurşunları ile düşman cesetlerinden boşalan kanla’ değişmiş, muharebede müthiş bir mücadele başlamış bir avuç Türk askeri yerlerinden bir an olsun kımıldatılamamıştı.

Bununla birlikte çıkarma bütün bölgelerde aynı anda başlamıştı. Bu nedenle takviyeye ihtiyaç vardı. 12. Bölük’ün durumunun zorlaşması ve tabur komutanının elindeki son ihtiyatları da ileri sürmesi düşmanın sayısının çokluğu nedeni ile netice alınmasına imkân vermemiş, 12. Bölük 07:00’de sahil siperlerini terke mecbur kalmıştı. Artık önemli olan, Alçıtepe’nin savunulmasıydı. Saatler 07:15’i gösterdiğinde İngiliz birlikleri sahilde kendilerini kurşunlardan koruyabilecek bir hat işgal edebilmişlerdi. X Sahili’nde ilerleme başlamıştı. Bu sahile çıkan birlikler çıkarmanın hedefi olan birleşmeyi sağlamak için harekete geçtiklerinde 114 rakımlı tepeden açılan ateş ile General Hare ağır surette yaralanmış, İngiliz birlikleri harekâtın başında komutansız kalmıştı.

V Sahil’inde yani Ertuğrul Koyu’na çıkartma harekâtı, müttefiklerin maruz kaldığı en kanlı muharebe olurken, Türk’ler açısından başlarında Yahya Çavuş’un olduğu bir avuç kahraman askerin tarihe geçecek mücadelesinin destanı yazılmıştır. Ayrıca, 300 metre uzunluğunda olan bu sahilde tarih yeniden, ama bu sefer geçmişteki bir hadisenin başarısız tekrarına şahit olacaktır: Çıkarma sırasında filikalar ile birlikte içinde alabildiği kadar askerin bulunduğu River Clyde adlı kömür gemisi Truva atı gibi kullanılarak karaya oturtulmuştur. Gemiye yüklenen bu anlam, dönemin İngiliz gazetelerinde de geniş yer alacaktır. Gazeteler haberlerinde gemiyi Truva Atı’na benzetmekten çekinmemişlerdir. Karaya oturtulan bu gemiye askerler “Tahta At” (Wooden Horse) ismini vermişlerdir. Gemi neredeyse çıkarmanın sembolü haline gelmiştir.

Çıkartma esnasında akıntının kuvvetli olması çıkartmayı planlananın dışında başlamasına neden olmuş, River CIyde 06:20’de, Seddülbahir Kalesi’nin altında, yavaşça karaya otururken, sol tarafı teşkil eden Kraliyet Dublin Tümeni’nin I. Tabur’unu taşıyan filika filotilası sahile henüz varmış bulunuyordu. Bu durum çıkarmanın baskın olma özelliği de ortadan kalkmıştı. Bu sahilin savunmasını üzerinde olan 26. Alay III. Tabur’un Hasan Efendi komutasındaki 10. Bölük’ü, bir takımını Ertuğrul Tabya Harabeleri’ne, bir takımını da Seddülbahir Köyü’ndeki iskele civarıyla köyün kuzeyindeki değirmene yerleştirmişti. Alayın bir diğer takımı da, Harapkale Tepesi’nin gerisinde ihtiyatta idi. Filikalar sahile yanaşarak askerleri çıkarmaya başladığında düşmanı sessizce bekleyen Türk askerlerinin ateşi ile deniz yeniden kızıla boyanmıştı.

Çıkartmada ana unsuru oluşturan River CIyde’nin durumu çıkartma yapan filikalardan farklı olmamış harekât başarısız olmuştu. Saat 09:00’a gelindiğinde ise çıkarma faaliyeti durdurulmuştur. Askerler Türk ateşinin şiddeti ile sahilin hemen önündeki kum tepesine kadar bir yere çıkılabilmiştir. Askerler burada hiçbir yere kımıldayamadan mahsur kaldılar. Bu lütufkâr kum sırtının arkasına sığınarak sahilde hayatta kalmış olanlar, kımıldayacak vaziyette değildiler. Kömür gemisinde kalan 1.000 kişi ise hava kararmaya veya W Sahili’nden yapılacak başarılı bir ileri harekâtı Türk savunma tertibâtlarını kuşatıncaya kadar, hapis kalmıştı. Bunlara yardım etmekten aciz olan silâh arkadaşları da, durumu çaresiz himaye gemilerinden seyretmek zorunda kalmışlardı. Queen Elizabeth, Albion ve Cornwallis gemileri sahilde beliren en ufak bir harekete karşı ateşlerini şiddetlendirmelerine ve savunma tertibâtını akşama kadar topa tutmalarına rağmen kayda değer bir başarı gösterememişlerdi. Düşman askerlerine karşı bu başarıyı gösteren 5 manga asker ile başlarındaki 10. Bölük I. Takımı ikmâl erlerinden Ezineli Yahya Çavuş’tu. Yahya Çavuş ve arkadaşları o gün sayısız ve dehşetli bombardımana karşı akşama kadar sebat ederek düşmanın yüzlerce askerini öldürmüş, denizi de kızıla boyamıştır.

İtilaf güçlerinin saat 14:00 da Tekke Koyu’ndan Aytepe’yi batı ve güneyden kuşatması, Yahya Çavuş ve askerlerimizin durumunu sıkıntıya sokmuştur. Saat 15:00 Aytepe’nin düşmesi Tekke Burnu’ndan Zığındere’ye kadar uzanan sırtın kuvvetli bir şekilde işgal edilmesi ile sonuçlanmıştır. Ertuğrul Koyu’nu 12 saat müdâfaa ederek bir tabur kadar iş gören Yahya Çavuş, her türlü ateşe dayanarak siperleri dümdüz olup arkası alındıktan sonra mevkisinden ayrılmıştır.

Seddülbahir’in iki milden az bir mesafe gerisinde bir bölük Türk askerinin, İngiliz planını akamete uğrattığı bir sırada, İngiliz II. Güney Galya Hudut Taburu’nun üç bölüğü, saat 07:30’da S Sahili’ne çıkmayı başarmış ve muhkem bir şekilde yerleşmiştir. Esasında buranın savunması için, pek az hazırlık yapılmıştı. Tel örgüler yoktu. Buradaki garnizon II. Tabur 8. Bölük’ten bir takım ile takviye olmak üzere, yarım mil kadar içerdeki, diğer bir takımdan ibaretti. Bu çıkarma Ertuğrul ve Tekke Koylarına yapılan ana çıkarmaların sağ yanını güvence altına almak için tasarlanmıştı. İngilizler çıkarma sırasında bir zorluk çekmemiş, kısa sürede Eskihisarlık Tepesi ele geçirilmiştir. Gece 25. Alay II. Tabur’dan gelen 2 bölük asker tarafından durdurulmuştur.

 

10 Aralık 2015 Gelibolu Şehitlik Turu

Gelibolu Şehitlik Turu

TUR ADI: Gelibolu Şehitlik Turu

TUR TARİHİ: 10 Aralık 2015 Perşembe

TUR SÜRESİ: Günübirlik

DURUM: Kesin Hareketli

KONTENJAN: Müsait

BAŞLANGIÇ SAATİ:10 Aralık 2015 Perşembe – 09.00
HAREKET NOKTASI: Çanakkale Feribot İskelesi
BAŞLANGIÇ TARİHİ:10 Aralık 2015 Perşembe – 18.00

TUR PROGRAMI

* 10 Aralık 2015 Perşembe Vitalis Kültür Kafe’de (Çanakkale Feribot İskelesi Eski Rektörlük Binası ) Buluşma ve Hareket ( Şehir içinde konaklayan misafirlerimiz ücretsiz otel veya pansiyonlarından alınıp yine bırakılırlar)

* Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na kıtalararası bir yolculuk

Çanakkale Deniz Muharebeleri:

Kilitbahir Kalesi – Namazgah Tabyası ve Müzesi – Rumeli Mecidiye Tabyası ve Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Kara Muharebeleri

I. Kuzey Cephesi

Bigalı Köyü Atatürk Evi – Anzac Koyu ve Tören Alanı – Mehmetçiğe Saygı Anıtı

Kanlı Sırt – Kırmızı Sırt istikametinde tüneller ve siperler arasından orijinal savaş yolu yürüyüşü -57. Alay Şehitliği – Mehmet Çavuş Anıtı –Cesarettepe-Arıburun Yarları – Kılıçbayırı

Talat Göktepe Anıtı –Mehmetçik Parkı 261. Rakımlı Tepe – Conkbayırı Conkbayırı Atatürk ve Yeni Zelanda Anıtları – Atatürk’ün Saatinden Vurulduğu Yer – Gözetleme Yeri

II. Güney Cephesi

Şahindere Sargı Yeri Şehitliği – Soğanlı Dere Sargı Yeri Şehitliği – Havuzlar Şehitliği

Çanakkale Şehitleri Abidesi – Morto Koyu’nda  Boğaz Manzarası Eşliğinde Çay Keyfi

Ertuğrul Koyu Tabyası – Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği – Seddülbahir Köyü – Kanlı Dere

Alçıtepe (Kirte) Köyü Salim Mutlu Müzesi – Zığındere Hastane Şehitliği – Nuri Yamut Anıtı

* 17.30 – 18.30 Arası Çanakkale’ye Dönüş

Kişi Başı Ücret: Herşey Dahil 60.- TL ( 0-6 Yaş Çocuklar 35.- TL )

Ücrete Dahil Hizmetleri

  • Rehberlik Hizmeti
  • Öğle Yemekleri  ( yemek esnasında içecekler ekstradır )
  • Müze Girişleri
  • Feribot Geçişleri
  • Turistik Araçlarla Ulaşım
Gelibolu Şehitlik Turu
Gelibolu Şehitlik Turu

15 Kasım 2015 Gelibolu Şehitlik Turu; Kesin hareketli Çanakkale çıkışlı günübirlik Gelibolu Çanakkale Şehitlik Turu

ARIBURNU VE BİNLERCE ANZAK

Arıburnu çıkartmasında General Birdwoord yönetiminde ki Anzak kolordusu’na bu görev verildi. Anzak kolordusunun hedefi Kabatepenin Kuzeyinde karaya çıkmak, sol tarafını emniyete alarak Maydos’a doğru doğu istikametinde yürümekti. Anzak Kolordusu’nun gerçekleştireceği bu çıkarma Avustralya ve Yeni Zelanda tarihi gibi, Türk tarihi açısından büyük öneme sahiptir. Zira Boğaz’ın kilit noktası, Kilitbahir platosunun muhafazası için önem arz eden Kocaçimen ve Conkbayırı tepelerine hâkim olma mücadelesi sahnelenecekti.

Çıkartmada ilk olarak Anzak kuvvetlerinden Tuğgeneral Singlair Mac Lagan komutasındaki 1. Avustralya Tümeni’nden 3. Tugay’ın çıkmasına karar verilmişti. Albay Singlair Mac Lagan, bunun için, tugayın IX. Tabur’unu sağ cenahta, X. Tabur’u merkezde, XI. Tabur’unu da sol cenahta karaya çıkmak üzere ayırmıştır. Hedef, 3 dalga hâlinde, gün ağarmadan 4.000 askeri, sahile çıkarmaktı. IX. Tabur’un iki bölüğü, karaya çıkar çıkmaz Topçular Sırtı’ndaki daha sonra Kanlısırt olarak isimlendirilecek 400 rakımlı platoyu X. Tabur ele geçirdikten sonra, Fundalık tepeyi zaptedecekti. XI. Tabur da bu sırtın kuzey ucu ile Conkbayırı’nı ele geçirecekti. XII. Tabur ise, ihtiyatta kalacak, dağ topları gelir gelmez Kanlısırt’a sevk edilecekti.

Anzakların Gun Ridge adını verdikleri Kavaktepe, Conkbayırı, Kocaçimentepe hattını hızla ele geçirmek suretiyle ilk örtme kuvvetinin hemen arkasından karaya çıkacak ana kuvvetin, nispeten daha az arızalı araziyi aşarak Maltepe ve Maydos’a hızla ilerlemesi için yol açılmış olacaktı. Böylece Seddülbahir’deki Türk birliklerinin geri ile irtibatı tamamen kesilecekti.

Harekât başladığında İngiliz Resmi tarihine geçecek hatalı olaylar zinciride başlamış oldu. Şöyle ki kuzeyden gelen ve Yarımada’nın sahili boyunca akan akıntı denizcilerin tahmininden çok daha kuvvetli olan bu akıntı, filikaları başlangıçtan beri tayin edilmiş Kabatepe’nin kuzeyinden bir mil ötedeki sahilden, bir mil daha kuzeye sürüklemişti. Bu durum farkına varıldığında ise çok geçti. Bu yanlışlığın temel sebeplerinden biri olarak gösterilen olay çıkarma filikalarının aralarında olması kararlaştırılan 150 metrelik mesafeyi koruyamayıp 50 metreye düşürmeleri ve kıyıya yanaşırken Kabatepe’den gelen ateş üzerine en uçtaki filikalardan birinin dümenini kuzeye kırmasının Arıburnu’na çıkarma yapılmasındaki sebep olarak saymakta, çıkarma yerinin çıkarma gecesi kasten değiştirilme olasılığını uzak görmektedir. Çıkarma esnasında ki sapmanın bir diğer nedeni olarak görülen olay ise Türk komutanlardan Binbaşı Halis Bey’in, İngilizlerin çıkarma yerini belirtmek üzere koyduğu işaret dubalarını yerinden söktürerek kuzeye koyması iddiaları ise olaya gizem katmaktan ileri gitmemektedir.

1. Avustralya Tümeni’nin askerleri 04:45’te sahile yanaştıklarında ilk ateş, Hain Tepe siperlerinde bulunan Asteğmen Muharrem komutasındaki 8. Bölük 2. Takım’ı tarafından açılmıştır. Günün ilk ışıkları ile birlikte 8. Bölük ihtiyatı Gelibolulu Süleyman Çavuş komutasındaki 80 kişilik ihtiyat kuvveti Koku Dere Hain Tepe istikametinde yürüyen düşmana atılmıştır. Türk tarafı 160 kişidir. Daha sonra bu birliklere Yüzbaşı Asım komutasındaki 7. Bölük 1. Takım ve 8. Bölük İbradalı İbrahim komutasındaki 1. Takım takviye gelmiştir. Türk tarafının sayısı ancak 300’ü aşabilmiştir. Hâlbuki Anzak kuvvetlerinin sayısı 4.000’i çoktan aşmıştır. 8. Bölük Komutanı Yüzbaşı Faik, yanında bulunduğu 3. Takım’la Yüksek Sırt’a doğru hareket etmiş, tepeye ulaştığında muharebenin şiddetini artmış olduğunu görmüştür.

Alay Komutanı Şefik Bey Çıkarmanın hızlandığı anda, kendisine hareket emri gelmesini beklemekteydi. Şefik Bey geriden gelen topçuları beklemeden iki taburunu da ileri hatta sürmek istiyordu. Bu bekleyiş sırasında 27. Alay komutanı askerin hazırlıklarını başlatmış, askerin çorbalarını içirmişti. Alay komutanı durumdan iyice endişelenip tekrar telefona sarılarak 9. Tümen Kurmay Başkanı’na, “Hulusi Bey! Arkadaşlarımız orada ateş içinde yanıyor biz daha bekleyecek miyiz?” diyerek tekrar hareket izni istemiştir. Hulusi Bey ise: “Bu ihrâcın bir nümayiş olmadığı ne malum? Hakiki ihrâcın nereden yapıldığı anlaşılmadıkça size hareket emrini nasıl verelim.” diyerek manzaranın kesinleşmesine kadar izin vermemiş, ancak bir saat kadar sonra hareket emri verilmiştir. Hareket emrinin verilmesiyle birlikte Maydos’tan Kabatepe tarafına yürüyüşü sırasında taburlar fundalık araziden yürütülerek alayın düşman tarafından görülmemesine çalışılmıştır. Bu fundalıkların diplerinde bulunan yüzlerce kirli çamaşır, tarihte eşine az rastlanır bir hâdiseyi bize bildirmektedir: Biraz sonra belki de şehit olacağını bilen Müslüman Türk askeri, temiz çamaşırlarını giyerek dinî ve manevî, hazırlıklarını da tamamlayarak, mütevekkil bir şekilde cepheye giderken, taburların hareketleri de hiç aksamamıştır.

Böyle bir kuvvetin, geniş bir arazide sadece iki taburla tutulamayacağı gerçeğini fark eden Yarbay Şefik Bey, 07.55’te 9. Tümen Komutanlığı’na gönderdiği raporda düşmanın Arıburnu sırtlarını işgal ettiğini, Arıburnu sırtları ile Kocadere arasındaki sırtlardan Allah’ın yardımına sığınarak taarruza başlayacağını ve cephenin sağ cenahını, yani Conkbayırı-Kocaçimen hattını 19. Tümen’in tutmasını istemiştir.

27. Alay taburları, taarruz için yerleştikleri sırada yukarıdaki raporun cevabı ulaşmıştır. 9. Tümen komutanı 57. Alay’ın Kocaçimen tepesi istikametine harekât ettiğini bildirdikten sonra Şefik Bey’den 19. Tümen ile irtibat kurarak birlikte hareket etmesini istemiştir. Bu arada, 27. Alay I. Tabur Komutanı Malatyalı Yüzbaşı İbrahim büyük gayretlerle Kanlısırt platosuna kadar ilerleyerek Kanlısırt’ı ve sabah Avustralyalıların aldığı üç topu ele geçirmeyi başarmıştır. Alayın III. Tabur Komutanı ise Yüzbaşı Halis Beydir (Ataksor). 27. Alay’ın bu Kanlısırt taarruzu kontrolsüz bir şekilde Topçular Sırtı’na kadar ilerlemiş, Anzakları durdurmuş, yeni bir taarruz hazırlığına başlanmıştır. Anzak’ların sol yanı, Kocaçimentepe’si tarafının savunmasına ise, 19. Tümen yetişmiştir.

19. Tümen ordu ihtiyatı olarak Bigalı’da bulunmaktaydı. Çıkarma ile ilgili bilgiler Yarbay Mustafa Kemal’e de gelmişti. Öteden beri bu bölgeden bir çıkarma harekâtı bekleyen Mustafa Kemal, tümenini kendi ifadesi ile “emr-i harekâta müheyya” (saldırıya hazır) bulunduruyordu. Bir taburun yetmeyeceğine kanaat getiren Mustafa Kemal, bütün sorumluluğu üzerine alarak en yakın yerde hazır bekleyen Hüseyin Avni Bey komutasındaki 57. Alay ile bir dağ bataryası ve bir sıhhiye müfrezesini Kocaçimentepe’si istikâmetinde hareket edecek şekilde düzenlenmesi hususunda birlik komutanlarının emir almak üzere tümen karargâhına gelmesini istemiştir. Karargâha gelen birlik komutanlarına 6 maddelik emir yazdırdıktan sonra 3. Kolordu Komutanlığı’na durumu ve teşebbüsünü telefonla bildirilmek üzere bir rapor yazdırarak yukarıda zikredilen birliklerle Kocaçimen tepesi’ne doğru 08:00’de cevabî emri beklemeksizin harekât emri vermiştir.

Genelkurmay Başkanlığında 57. Alayın cepheye gelişi saat 10:00 olarak nakledilmektedir. Halbuki Mustafa Kemal’in, raporlarında taarruza 10:00’da başladığını yazması ve Conkbayırı’na geldikten sonra askeri 10 dakika dinlendirmesi de dikkate alındığında cepheye varışının saat 10:00’da olmayıp en azından on beş yirmi dakika önce olduğu anlaşılmaktadır.

Mustafa Kemal o sırada, 261 rakımlı tepeden (Düztepe) 27. Alay II. Tabur’un o saate kadar Conkbayırı istikâmetini kapalı tutarak cephaneleri bittiği için geri çekilmek zorunda kalan 8. Bölük 1. Takım’ın geri çekilen erlerini görmüş, onların önüne çıkarak süngü taktırıp yere yatırmıştır. . Bu hareketi ile Conkbayırı’na tırmanmakta olan Anzakların öncülerini durdurmuş, daha sonra yetişen 57. Alay’ın taburları taarruza başlamıştır. Mustafa Kemal’in “Herkes öldürmek ve ölmek için düşmana atılmıştı.” sözleri ile ifade ettiği 57. Alay’ın taarruzunun “Size ben taarruzu emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve başka kumandanlar alabilir…” şeklindeki şifahî emri, Türk komutanların cesaretinin nişânesi olarak tarihimizin altın sayfalarında yerini almıştır :

Saat 10:00’dan biraz sonra, 57. Alay’ın öncü kıtaları,Düşmana karşı hızlı birşekilde saldırıya başlamıştır. Önce Jackson’u sonra da Kılıçbayır üzerinde bulunan müfrezeleri, arazi terkine zorlamışlardı. Birkaç dakika sonra, Tulloch’un müfrezesine bir yan ateşin açılması üzerine sol cenahını emin görmeyen bu subay da, çekilmeğe mecbur kalmıştır.

27. Alay, Conkbayırını hedef seçen Anzak’ları durdurmayı başarmış, nihâi taarruz için hazırlıklarına başlamıştı. Öğlen sıralarında 27. Alay komutanı 57. Alay ile irtibat kurmak için harekete geçmiştir. Gün boyu süren çatışmalar neticesinde Anzak’lar geri çekilmiş ve panik halindeydi. Mustafa Kemal gece boyunca da taarruzlarına devam ederek düşmanı tamamıyla denize dökmeye karar vermiş olsa da, 27 ve 57. Alaylar birkaç mevzi dışında yapılan taarruzlarda önemli bir başarı elde edemeyeceklerdir. Özellikle sol kanadı tutan 77. Alay’ın bu taarruzlar esnasında yanlış sevk neticesi erlerinden bir kısmının kaçması sonucu alayın dağılması, 27. Alay’ın I. Taburu’nun harekâtını da etkilemiştir. Anzaklar açısından da o gün, zor geçmiştir. Sabahleyin erkenden yapılan ilk çıkış harekâtı, hafif kayıplar verilmekle birlikte başarılı olmuş, 15.000 kişi sahile çıkarılmıştı. Kıtalar, tehlikeli bir gedik bulunan bir nokta hariç olmak üzere, savunmaya elverişli bir mevzi işgal etmiş, yapılan karşı taarruzlar da püskürtülmüştür.

25 NİSAN 1915

Limni Adası’nda günlerini tatbikat yaparak geçiren müttefiklerin harekât günü 23 Nisan olarak belirlenmiş olsa da hava muhalefeti nedeniyle çıkartmayı 48 saat sonraya ertelemişlerdir. Böylece harekâtın başlangıcı 25 Nisan olarak kararlaştırılmıştır.

Seddülbahir’den Bolayır’a kadar şiddetli bombardımanla beraber 25 Nisan sabahı saat 05.00’te düşmanın birçok yerde çıkarmaya başladığı haberleri gelmeye başladı. Liman paşa düşüncesinde ısrar ederek, gelen raporları kurmayları ile değerlendirmemiş, hatta bu durumu memnuniyet verici olarak değerlendirmiştir. Liman Paşa fikrinde ısrarı günün bütününde de sürmüş, Alman yaveri Prigge ile Bolayır kıyılarında akşama kadar çıkarma gösterisini izlemekle yetinmiştir. Seddülbahir’den gelen raporlar üzerine durumun kritik bir hal alması üzerine 3. Kolordu Komutanı Esat Paşa asıl çıkartma yerleri hakkında Liman paşayı ikna etmeye gitmiştir. Liman Paşa, Bolayır’da akşama kadar beklemeyi tercih etmiştir. Hâlbuki düşmanı Seddülbahir’de karşılayan 9. Tümen Komutanı Halil Sami Bey, son ihtiyatlarını ileri sürmüş, takviye beklemektedir.

Diğer yandan Arıburnu sırtlarında da düşmanın ilerlemesi, 9. Tümen’in 27. Alay’ı ve 19. Tümen komutanının inisiyatif kullanarak 57. Alay’ını harekete geçirmesi ile durdurulmuş olmakla beraber durumunun kritikliği devam etmektedir.

18 MART ZAFERİ SONRASI OSMANLI DEVLETİ

Osmanlı Devleti 18 Mart zaferinden sonra itilaf devletlerinin pes etmeyeceğini bilinciyle hemen hazırlıklara başlamış ve Genelkurmay 5. Ordu’yu kurmuş komutanlığına da o sırada Alman Askerî Heyeti başkanı Liman Von Sanders’i atamıştı. Bu yeni ordunun kuruluşu ise, Çanakkale Müstahkem Mevkii bölgesi ve Gelibolu Yarımadası’nda bulunan 9. Tümen’in de dahil olduğu 3. Kolordu, 11 ve 5. Tümenlerle, jandarma alayları ve 64. Piyade Alayı’ndan müteşekkildi. Yapılan hazırlıklar ve gösterilen gayret sonucu 5. Ordu’nun 25 Nisan çıkarma günü kuruluşu ise şu şekilde olmuştur: 3. Kolordu, 5. Tümen, 7. Tümen, 9. Tümen ve 19. Tümen; 15. Kolordu, 3. Tümen ve 11. Tümen, Bağımsız Süvari Tugayı, ordu karargâhı ve bağlı birliklerden oluşmakta idi. 19. Tümen genel ihtiyat olarak Bigalı’ya yerleştirilmişti. Bolayır bölgesini 7. Tümen’e Gelibolu Yarımadası’nın bütün sahilleri de 9. Tümen’in bölgesinde bulunmaktaydı. 15. Kolordu birlikleri ise, Anadolu tarafının koruması ile vazifeli idi. Böylece Boğaz’ın savunması için yaklaşık 84,000 kişilik bir kuvvet yerleştirilmiş oluyordu.

Müttefiklerin çıkartma yapacağı yerle ilgili Liman paşanın görüşü ve yaptığı planlara en büyük itirazı, çıkarma sırasında da düşmanla en şiddetli çarpışmaları yapan, 9. Tümen komutanı Albay Halil Sami Bey yapmıştır. Alman komutanın çıkarma konusundaki düşüncelerinin yanlışlığını 25 Nisandan önce hazırladığı raporda belirtmiştir.