HMS E20

HMS E20,  E sınıfı denizaltılara mensup, Birleşik Krallık’a ait bir denizaltı. Vickers Limited tarafından inşasına 25 Kasım 1914’te, Barrow-in-Furness’ta başlanıldı ve 30 Ağustos 1915 tarihinde inşası tamamlandı. Çanakkale Savaşı’ndaki denizaltı harekâtlarına katılan E20, 6 Kasım 1915 günü uğradığı torpido saldırı sonucu battı.

Hizmet geçmişi

İnşasının tamamlanmasının ardından E20, I. Dünya Savaşı’nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı’na katılmak için, Ön Yüzbaşı Clyfford Warren komutası altında 21 Ekim 1915 günü üsten Marmara Denizi’nde devriye göreviyle ayrıldı. Ancak Osmanlı Donanması tarafından teslim alınan Fransız denizaltısı Turquoise’ın ele geçen belgelerinden bu denizaltının E20 ile Marmara Denizi’nde buluşma tarih ve koordinatları öğrenilmişti. Alman denizaltısı UB-14’e, İngiliz denizaltısını batırma görevi verildi. Bir gambot eşliğinde hareket eden UB-14, Taşoz ve Durak Reis gambotlarından 27 Ekim’de suda torpido izleri saptandığı raporlarını aldı. Bu torpidoların E20’ye ait olduğu düşünüldü. Buluşma bölgesinde dalıp bekleyen denizaltı, 6 Kasım 1915 günü saat 16:00’da E20’yi 5 mil kuzeyinde tespit etti. Saat 16:20’de taarruz manevralarına başlayıp, 1.200 metre kadar yaklaştı. Burada periskobunu sürdü ve yaklaşarak 500 metreden bir torpido gönderdi. E20, saat 17:16’da vuruldu ve hemen battı. 21 kişi yaşamlarını yitirirken, kaptanın da aralarında olduğu 3 subay ve 6 er UB-14 tarafından kurtarıldı.

 

HMS H1

HMS H1,  H sınıfına mensup, Birleşik Krallık’a ait bir denizaltı. Canadian Vickers tarafından inşasına Montreal’da başlanıldı ve Nisan 1915’te inşası tamamlandı.

İnşasının ardından, I. Dünya Savaşı’nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı kapsamında düzenlenen denizaltı harekâtlarına katılma amacıyla, Haziran 1915’te H2, H3 ve H4 ile birlikte bölgeye hareket etti. Kendilerine Calgarian adlı silahlandırılmış ticaret gemisinin eşlik ettiği bu dört denizaltı, bu seyahatleriyle birlikte, kendi güçleriyle Atlas Okyanusu’nu geçen ilk denizaltılar oldu. Yüzbaşı W. B. Pirie komutasındaki H1, 2 Ekim 1915 günü ilk seferine çıktı ve sahil bataryaları tarafından tespit edilmesine karşın Marmara Denizi’ne hasarsız ulaştı. 5 Ekim’de Karaburun-Surluköy arasında üç küçük tekneyi, Mudanya açıklarında ise Edremit gemisini torpilleyerek batırdı. Güverte hizasına kadar sulara gömülen gemi daha sonra bakıma alınarak yüzdürülmüştü. İngiliz E12 ile zaman zaman buluşan denizaltı Taşköprü gambotuna saldırdılar. İki saatten uzun süren topçu düellosunda gambotun kullandığı 200 top mermisinden yarısı patlamadı. 20 Ekim’de Şarköy açıklarında 5. Ordu erzak ikmalini boşaltmakta olan Plevne, Gelibolu ve Hanefi ile demir üstündeki mayın döşeyici İntibah’a saldırıldı. Plevne ve Hanefi torpido atışlarıyla batırıldı. Gelibolu’ya atılan torpido ise isabetsizdi. 27 Ekim’de Marmara Adası açıklarında torpido bot Berk Efşan ve Didavendigar’a yapılan saldırılar sonuçsuz kaldı. Ertesi gün İngiliz E20 ile birlikte Hüdavendigâr’la yeniden karşılaştı. Bu kez torpido bot pruvadan hafif hasar gördü. Denizaltı 31 Ekim’de üsse döndü.

16 Nisan 1918’de Kotor açıklarında, yanlışlıkla İtalyan denizaltısı H5’i batırdı.  7 Mart 1921’de, Malta’da satıldı.

HMS E7

HMS E7,  E sınıfına mensup, Birleşik Krallık’a ait bir denizaltı. Kraliyet Donanması tarafından inşasına 2 Ekim 1913’te, Chatham Tersanesi’nde başlanıldı ve 14 Mart 1914 tarihinde inşası tamamlandı.

Hizmet geçmişi

Denizaltının ilk göreve çıkışı 16 Mart 1914 günüdür. Denizaltının katıldığı ilk harekat Helgoland Körfezi’ne E5, D2 ve D3 ile çıkılan ikinci devriye seferidir. Devriye görevinden 18 Ağustos 1914 tarihinde dönülmüştür. Denizaltı daha sonra Çanakkale Cephesi’nde görevlendirilmiştir.

İlk seferi

Ön Yüzbaşı Cochrane komutasında 30 Haziran 1915’te, I. Dünya Savaşı’nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı kapsamında düzenlenen denizaltı harekâtlarına katılmak için ilk seferine çıkan denizaltı saat 03:50’de Seddülbahir’deki İlyas Burnu’nu geçmiş dalışa geçerek saat 07:20’de Nara Burnu’na ulaşmıştır. Öğle saatlerinde yüzeye çıktığında Aydın Reis gambotu tarafından görüldü. Bunun üzerine dalarak gambotun saldırısından kurtulmuştur.

Bu arada mürettebat arasında dizanteri belirtileri görülmeye başlansa da buna karşın görevine devam etti.  2 Temmuz’da Bülbül römorkörünü, birkaç ufak tekne ve Ceylan-i Bahr yelkenlisini, mürettebatın boşaltılmasından sonra top ateşi ve top atışı ve patlayıcılarla batırdı. Bu sırada Aydın Reis’in görülmesi üzerine dalışa geçildi. Sonraki iki gün elektrik motorlarının arızalarını onarmak için hareketsiz kaldı. 6 Temmuz’da Mudanya İskelesi önünde Biga adlı gemi torpillenmeye çalışıldı. Ancak teknenin hareket etmesi üzerine torpil iskelede patlamıştır. atılan torpido, teknenin hareket etmesi nedeniyle iskelede patlamıştır. Akşam ise Mudanya açıklarında büyük bir gulet, tahrip kalıpları kullanılarak batırıldı.  7 Temmuz’da Marmara Ereğlisi açıklarında Nusrat vapuru ve römorkör bombalandı. Daha sonra Erdek Körfezi Karaburun yakınlarında İntizam’ın karaya oturması zorlandı. Sonraki iki gün İstanbul’a yaklaşmaya çalışan denizaltı, devriye gemileri nedeniyle bu girişimden vazgeçip 10 Temmuz’da Mudanya’ya dönüldü.

Yine 10 Temmuz’da Biga gemisine bir torpido atıldı. Tekne bu kez vurularak batırıldı.  11 Temmuz’da İstanbul açıklarına geldi. Galata Rıhtımı’nda Çanakkale’ye götürmek için kömür yükleyen gemilere, cephane yüklendiği düşünülerek bir torpido saldırısı yaptı; ancak isabet sağlayamadı. Daha sonra Zeytinburnu Barut Fabrikası ve İstanbul – İzmit demiryolu bombalanmak istendi. Fakat sahil topçusunun ateşe başlaması üzerine bölgeden ayrıldı. 24 Temmuz’da ise üsse dönmek üzere harekete geçti.

İkinci seferi

4 Eylül’de yine Cochrane komutasında ikinci seferine çıkan E7, Nara Burnu açıklarında 35 metre derinlikte denizaltı ağ engeline takıldı. Ağ şamandıralarının aşağı çekildiği iki motorlu gambot ve bir devriye botu tarafından saptanmıştı. Bu devriye gemileri, ağ şamandıralarının ağağı çekildiğini Çanakkale’deki donanma üssüne rapor ettiler. Kurtulmaya çalışırken iki mayın patlatıldı; ancak gemide ciddi bir hasar ortaya çıkmadı. Bu arada bataryalar zayıflıyordu. Öte yandan gerçekleşen patlamalar, su üstü gemilerine denizaltını tam konumunu vermişti. Ancak öğleden sonra bataryalar da zayıflamaya başlamıştı. O sırada Çanakkale’ye onarım için gelmiş olan Heino von Heimburg komutasındaki Alman UB-14’ten komutan ve mürettebattan iki kişi bir işkampavya ile saptanan noktaya geldiler ve denize patlayıcılar bıraktılar. Saat 19:30’da, 34 metrede patlayan patlayıcılar ardından denizaltı su yüzüne çıkarak teslim oldu. E7, Komutanı dahil 31 kişiden oluşan mürettebatı alındıktan sonra batırıldı.

Denizaltının battığı yer, 4 Nisan 1953 tarihinde batan Dumlupınar denizaltısının battığı noktanın 100 – 125 metre ilerisindedir.

SM UB-14

SM UB-14, Alman UB I tipi bir denizaltıdır. Almanların u-bot adını verdikleri bu denizaltılar, Alman İmparatorluğu Deniz Kuvvetleri olan Kaiserliche Marine’de I. Dünya Savaşı boyunca hizmet vermişlerdi. Bir dönem Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Donanması’nda da görev yapan denizaltının bu dönemdeki adı SM U-26 idi.

UB-14 1914 yılının Ekim ayında, Bremen’deki AG Weser tersanesinden satın alındı ve aynı yılın Kasım ayında denize indirildi. 28 metre uzunlukta olup, su altı ve su üstündeki deplasmanları sırasıyla 127 ve 141 tondu. Silah olarak pruvasında ikişer adet 450 mm’lik torpido tüpü ve torpido vardı. Ayrıca güvertede bir adet 8 mm’lik makineli tüfek bulunmaktaydı. UB-14 parçalara ayrılarak trene yüklenmiş ve Avusturya’nın Pula Limanı’na getirilerek burada yeniden monte edilmişti. Burada denize indirildi ve 1915 yılı Mart ayında UB-14 olarak Alman İmparatorluğu Deniz Kuvvetleri’nde (Kaiserliche Marine), Üsteğmen Heino von Heimburg komutasında göreve başladı. Ancak Almanya ve İtalya henüz savaşa girmediğinden denizaltı kağıt üstünde Avusturya-Macaristan Donanması emrinde tutuldu. Alman komutan ve mürettebat gemide kaldı ve Alman Donanması’nın Pola Filotillası’nda görev yaptı.

Adriyatik’deki ilk devriye görevinde, İtalyan zırhlı kruvazörü Amalfi’yi 7 Temmuz 1915’te torpilleyerek batırdı. Aldığı emir üzerine İstanbul Filotillası’na katılmaya giderken Ege Denizi’nde İngiliz yolcu gemisi Royal Edward’a rastlayan denizaltı, bu gemiyi torpilleyip batırdı. Kısa süre sonra taarruz ettiği Southland’e ağır hasar verirken, önemli sayıda can kaybına yol açtı. Bu üç başarılı saldırı, I. Dünya Savaşı sırasında u-botların batırdığı ya da ağır hasar verdiği büyüklüklüklerine göre gemiler sıralamasında üst sıralarda yer almaktadır.

İstanbul Filotillası’na katılan UB-14, 1915 yılı Kasım ayında Marmara Denizi’nde İngiliz denizaltısı E20’yi batırdıktan sonra Karadeniz’de devriye görevi yapmakla görevlendirildi. Karadeniz’deki bu görev UB-14 için verimli geçmedi. Savaşın sonuna kadar kaldığı bu görevde sadece üç gemi batırdı. Savaş sona erdiğinde Sivastopol’da silahsızlandırılmasının ardından, 1918 yılının Kasım ayında şehirden kaçmanın bir yolunu buldu. Daha sonra Malta’da terk edildi. Enkazı dalgıçlar tarafından bulundu ve pervanesindeki işaretler sayesinde geminin kimliği tespit edilebildi. UB-14, daha sonra 1920 yılında hurdaya çıkarıldı.

UB-14 kariyeri boyunca 22 devriye görevine çıkmış olup 1-24 Temmuz 1915 tarihleri arasında Pola Filotillası’nda, 24 Temmuz 1915-11 Kasım 1918 tarihleri arasında ise İstanbul Filotillası’nda görev yaptı. Bu görevler boyunca toplam 14.335 tonluk beş gemi (Amalfi, Royal Edward, Katja, Apscheron, Karasuda) ve bir denizaltı (E20) batırdı, bir gemiye de (Southland) ağır hasar verdi.

Tasarım ve yapımı

I. Dünya Savaşı’nın başlangıcında Alman kuvvetlerinin Kuzey Denizi’nin Fransa sahilleri boyunca ilerlemelerinin ardından Alman İmparatorluk Donanması, elindeki denizaltıların Flandre açıklarındaki sığ ve dar girintilere uygun olmadığını görmüştü.  Bu eksikliği gidermek için Proje 34 olarak tanımlanan bir proje, 1914 yılı Ağustos ayı ortalarında uygulamaya konuldu. Proje, demir yoluyla parçalar halinde operasyon limanına taşınabilecek ve orada kısa sürede monte edilebilecek görece küçük bir seri denizaltı (UB I olarak sınıflandırılmıştı) üretme girişimiydi. Bu tip denizaltıların demir yoluyla taşınabilir olmasının istenmesi, büyüklükleri yönünden sınırlama getiriyordu. Bu sınırlamalara göre üretilen denizaltılar 28 metre boyunda ve 125 ton civarında olmalıydı. Ayrıca iki torpido tüpü gibi bir sınırlama da vardı.

UB-14, UB-9 ve UB-15 ile birlikte, planlamanın başlamasından iki ay sonra Bremen’deki AG Weser tersanesine 15 Ekim 1914 tarihinde sipariş edildi. Bu üç denizaltı, bu seriden üretilmesi planlanan yedi denizaltı içindeydi.  UB-14, bu sipariş üzerine 9 Kasım’da kızağa kondu.  27,89 metre boyunda, 3,20 metre genişliğinde ve 3 metre yükseklikte inşa edilecekti. Motorlar ise su üstünde hareket için bir Körting dört silindirli 60 beygir gücünde dizel motor, su altında hareket için ise 120 beygir gücünde bir elektrik motoru şeklindeydi ve her iki motor da tek bir pervane şaftına bağlıydı.  Dizel motorun su üstünde sağladığı azami hız 7,45 knot, elektrik motorunun su altında sağladığı azami hız ise 6,24 knottu.  Denizaltının menzili ortalama hızlarla su üstünde 1.500, su altında ise bataryaların olanak vereceği menzil 45 deniz miliydi.  UB I sınıfı tüm denizaltılarda olduğu gibi UB-14’ün de dalabileceği azamî derinlik 50 metre olup, bu derinliğe 33 saniyede inebilirdi.  450 mm çapında iki torpido taşıyan ve iki torpido tüpü bulunduran UB-14’ün, güvertesinde ise 8 mm’lik bir makineli tüfek bulunmaktaydı.  Mürettebat standart olarak bir subay ve 13 erdi.

Denize indirilişi ve göreve alınışı

UB I tipindeki denizaltıların büyük çoğunluğu demir yoluyla görev yapacakları limanlara taşındı, orada monte edilip denize indirildi ve test edildi. Her denizaltı, ortalama on beş parça halinde sekiz vagona yükleniyordu. Bu tip denizaltıları demir yoluyla nakletmek, bazı parçaların yolda hasar görmesine de neden olmuştu. UB I’lerin ulaştıkları limandaki montaj işlemleri genellikle iki ya da üç haftayı almaktaydı. Monte edilmelerinin ardından denizaltılar, bu limanlarda operasyonlara katıldılar. Ancak UB-14, bu serinin kullanılmasının amaçlandığı denizler dışında görevlendirilmiş bir modeldi. Sayıca az denizaltıya sahip olan Avusturya-Macaristan Donanması’nı bu yönden desteklemek için Almanya, aralarında UB-14’ün de bulunduğu bazı UB I tipi denizaltıları demir yoluyla Pula Limanı’na gönderdi.

İtalya Krallığı, İtilaf Devletleri yanında savaşa girip Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na savaş ilan ettikten sonra dahi, Adriyatik Denizi’nde Avusturya Donanması duruma hâkimdi. Fransız Donanması’na bağlı gemiler Otranto’dan Adriyatik’e girmemeyi, ablukada kalmayı tercih ediyorlardı.  Ancak Avusturya Donanması’nda az sayıda denizaltı bulunması, Almanya’nın denizaltı yönünden bölgeyi desteklemeye karar vermesinde etkili oldu.  Mayıs ayından itibaren küçük denizaltılar demir yoluyla, büyükler ise Atlantik üzerinden Pula Limanı’na gönderildi.

UB-14’ün ise 23 Mart 1915 tarihinde denize indirildiği  ve Alman İmparatorluğu Donanması’nda SM UB-14 adıyla görevlendirildiği birçok kaynakta yer almaktadır. Aynı kaynaklar denizaltı komutanlığına, ilk kez 25 yaşında bir subayın, Üsteğmen Heino von Heimburg’un atandığını kaydetmektedir.  Ancak söz konusu bu kaynaklarda UB-14’ün Mart-Haziran başları arasındaki faaliyetleri hakkında bilgi yoktur. Bu kaynaklara göre denizaltı, demir yolu üzerinden Avusturya’nın Adriyatik’teki deniz üssü olan Pula Limanı’na nakledilmiş ve buraya 12 Haziran’da ulaşmıştı. UB-14 tren üstündeyken von Heimburg ve gemi mürettebatı yine Pula’daki UB-15’e atandı. UB-15 geçici olarak Alman Donanması’ndaydı, daha sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Donanması’na U-11 olarak katılacaktı.  Von Heimburg, Alman mürettebatı ve bu sularda onlara rehberlik eden bir Avusturyalı subayla birlikte  UB-11’le deneyim kazandılar. Denizaltının ilk seferinde bir İtalyan denizaltısı olan Medusa’yı 1 Haziran 1915 günü batırdılar. UB-15, 14  veya 16 Haziran’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Deniz Kuvvetlerine devredildi. Von Heimburg ve mürettebatı 21 Haziran’da, montajı tamamlanmak üzere olan UB-14’ü teslim aldılar.

I. Dünya Savaşı 1914’ün Ağustos ayında başlayınca İtalya, İtilaf Devletleri’ne savaş ilan eden Üçlü İttifak’a katılmayı kabul etmeyerek tarafsız kalmayı tercih etmişti. Fakat Birleşik Krallık ve Fransa’nın baskılarıyla tutumunu değiştirdi. Savaştan sonrası için vaad edilen toprak kazanımları hesabıyla 26 Nisan’da Londra Paktı’nı imzaladı. Bu antlaşmayla İtalya Üçlü İttifak’a katılmamayı, tersine savaş ilan etmeyi kabul etmişti. İlk başta sadece Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na savaş ilan edildi, çünkü Almanya ile İtalya’nın savaşı gerektirecek bir durumu yoktu. Bu durumda Adriyatik’te ve Akdeniz’de görev yapan tüm Alman denizaltıları Avusturya-Macaristan Donanması’na devredilerek bu bayrağı kullanmaya başladılar. Bu durum özellikle İtalyan gemilerine saldıracakları zaman için geçerliydi. UB-14’ün adı da U-26 olarak değiştirildi. Gerçekte ise hâlen tümüyle Alman denizaltısıydı.

Montajı tamamlanan UB-14, 1 Temmuz’da Alman Pola Filotillası’na katıldı ve kısa süre sonra ilk devriye görevine çıktı.  Bir süredir Venedik’te bulunan İtalyan zırhlı kruvazörlerine, İtalyan sahillerine karşı olası Avusturya saldırılarını yıldırmak için 6-7 Temmuz gecesinde bir cebri keşif görevi verilmiştir. Buna göre gerek görülürse, düşmanın gücünü ve kararlılığını anlamak için çatışmaya da girilecekti.  İtalyan kuvvetleri 7 Temmuz sabahının erken saatlerinde geri çekilirken, UB-14 Venedik’in yaklaşık olarak 20 deniz mili açığında bulunuyordu. Şafakta İtalyan zırhlı kruvazörü Amalfi’nin rotası UB-14’ün taarruz menzili içine düştü ve denizaltı tarafından torpillendi. Amalfi kısa sürede iskele tarafına yan yatmaya başladı ve 30 dakika içinde, mürettebatından 67 kişiyle birlikte battı. Bu sırada UB-14 de herhangi bir şekilde hasar görmeden o çevreden uzaklaşmıştı. Diğer taraftan Amalfi, 10.118 tonluk bir gemi olarak, I. Dünya Savaşı sırasında u-botlar tarafından batırılan büyük gemilerden biri oldu.

Ege Denizi

Enver Paşa ve diğer Osmanlı liderleri, Gelibolu Yarımadası ve Çanakkale Boğazı girişi açıklarında Osmanlı mevzilerini top ateşine tutan Birleşik Filo’ya karşı, müttefikleri Almanya ve Avusturya’dan denizaltı gönderilmesini talep etmişti.  Alman Yüksek Komutanlığı bu isteğe olumlu yanıt verirken; UB-14’e, İstanbul’da teşkil edilen İstanbul Filotillası’na katılmasını emretti. Böylece UB-14; UB-7, UB-8, UC-15, UC-15 ve U-21 ile aynı birliğe katıldı. Denizaltının menzili yakıt ikmali yapabileceği ilk liman olan Bodrum’a kadar bile uzanmadığından Pula Limanı’ndan bir Avusturya destroyerinin yedeğinde olarak 15 Temmuz 1915 günü hareket etti.  Girit açıklarında jiroskopta ve özellikle motorda ortaya çıkan arıza, denizaltıyı hareketsiz bıraktı.  Ancak gemideki teknik ekip tarafından geçici olarak onarım yapılmasının ardından, bu şekilde 24 Temmuz’da Bodrum Limanı’na yanaştı. Onarım için İstanbul’dan bir teknik ekip gönderilmesi gerekti. Bu ekip ve teknik donanımları demir yolu ve bir yerden sonra deve sırtında yolculuk ederek Bodrum’a ulaştılar. Denizaltı, onarımından sonra 13 Ağustos’da Bodrum Limanı’ndan Çanakkale’ye gitmek üzere İstanbul’a gitmek üzere denize açıldı.

İstanköy adasını geçtikten hemen sonra, On İki Ada’ya bağlı küçük bir ada olan Kandelioussa civarında von Heimburg bazı olası hedefler gördü. İlk belirlenen gemi, Gelibolu’dan İskenderiye’ye gitmekte olan bir İngiliz hastane gemisi Soudan’dı. Von Heimburg, geminin bir hastane gemisi olduğunu görünce hedef almaktan vazgeçmişti. Belirlediği ikinci gemi olan Kanada bandıralı transatlantik Royal Edward, asker nakli için kullanılmaktaydı. Üstelik refakatinde bir eskort yoktu. Royal Edward, İskenderiye’den Gelibolu’ya, Çanakkale Savaşı’nın kara harekâtlarının başlamasıyla birlikte çıkarılmış olan İngiliz 29. Tümen’ine takviye kuvvet taşımaktaydı. Gemide bir de sıhhiye grubu vardı. Von Heimburg, Kandelioussa’nın altı mil kadar batısında  iki torpidosundan birini bir deniz mili mesafeden ateşledi. Torpido, Royal Edward’ın kıç tarafında infilak etti  ve tekne, altı dakika içinde yolcuların büyük bir bölümüyle birlikte sulara gömüldü. Soudan ve diğer gemiler bazı kişileri kurtarmayı başarsa da can kayıpları yaşandı. James Wise ve Scott Baron’a göre gemi mürettebatı 220 kişi olup, yolcu olarak ise 31’i subay olmak üzere 1.336 asker vardı. Toplam 1.587 kişilik nüfusa sahip olan geminin batması sırasında 935 kişi hayatını kaybetmişti.  Ölenlerin sayısı A. J. Tennent’a göre 132,  Robert Hendrickson’a göre 1.386,  Martin Gilbert’e göre ise 1.865’ti.  Yakında bulunan iki Fransız muhribinden kurtulmaya çalışırken UB-14’ün pusulası yeniden arıza yaptı. Bu nedenle Bodrum Limanı’na dönmek zorunda kalan denizaltı, 15 Ağustos sabahı limana girdi. Diğer taraftan Royal Edward da 11.117 tonluk bir gemi olarak I. Dünya Savaşı sırasında u-botlar tarafından batırılan büyük gemiler arasında yer almaktadır.

UB-14, onarım tamamlandıktan sonra yeniden denize açıldı.  Bu yolculuk sırasında 2 Eylül sabahı saat 09:51’de Limni adasının yaklaşık olarak 30 deniz mili güney-güneybatısındaki Bozbaba adası yakınlarında askerî birlik yüklü bir gemi tespit etti. Von Heimburg, kalabalık bir ANZAK birliğini Gelibolu’ya taşıyan bir İngiliz yolcu gemisi olan Southland’e bir torpido saldırısında bulundu.  Torpido Southland’in sancak baş omuzluğunda infilak ederken, tekne derhal sancak tarafına yatmaya başladı. Güvertedekiler filikalarla gemiyi terk ederken, gönderilen ikinci torpido az farkla gemiyi ıskaladı. Civardaki İngiliz deniz uçağı taşıma gemisi olarak kullanılan Ben-my-Chree bölgeye geldi ve sudan yaklaşık 700 kişiyi kurtardı.  Hastane gemisi Neuralia da önemli sayıda askeri kurtarmıştır.  Southland’e, mürettebata yardım etmesi için 40 gönüllü çıkarıldı. Gemi, Ben-my-Chree’nin yedeğinde Limni sahiline kadar çekilerek batmaktan kurtarılırken olayda kırktan fazla kişi yaşamını yitirmiştir.  Gemi ağır hasar görmüş olmasına karşın onarıldı ve daha sonra yeniden hizmete alındı. UB-14’ün ilk hedefi gibi Southland de u-botlar tarafından vurulan büyük tonajlı gemiler arasında yer almaktadır.  Böylece von Heimburg komutasındaki denizaltı, Akdeniz’deki ilk üç saldırısında da yüksek tonajlı üç gemiden ikisini batırmayı, birine ise büyük hasar vermeyi başardı.

Southland saldırısının ardından UB-14’te de bir arıza baş gösterdi. İstanbul’a gitmeden önce Çanakkale Limanı’na yanaşan denizaltı, burada onarım gördü. Onarımdayken, 4 Eylül’de Çanakkale Boğazı’na giren İngiliz E7’nin Nara Burnu açıklarında denizaltı ağ engeline takılmış olduğu haberi geldi. Von Heimburg ve birkaç adamı, bir tekneyle denizaltının belirlendiği bölgeye, Türk denizcilerinin çabalarına yardımcı olmak üzere geldi. Ağa bağlı birkaç mayın patlatıldıysa da ağda kullanılan mayınlar sahile uzanan kablolara bağlı, elektrik gerilimiyle patlatılan cinsten olduğundan bundan bir sonuç elde edilemedi.  Bunun üzerine von Heimburg ve ekibi, bir metal sesiyle karşılaşana kadar suyu çekülle taradılar. Bunun üzerine, E7’nin saptanan yerinde suya su bombaları bırakıldı.  Bu su bombalarının yakında patlaması üzerine E7’nin komutanı yüzeye teslim olma emri verdi. Von Heimburg ve ekibi hızla bölgeden uzaklaşırken, Osmanlı sahil bataryaları da kaçmaya çalışan denizaltıya ateş açtılar. Birçok kaynakta E7’nin Osmanlı sahil bataryalarının ateşi sonucunda battığı ifade edilmektedir.

Karadeniz’de birinci görevlendirilişi

Çanakkale’de onarımı tamamlanan denizaltı, buradan İstanbul’a hareket etti. Daha sonra, 3 Ekim’de görevlendirildiği Karadeniz’de devriye görevine başladı.  Bu devriye görevi sırasında UB-14, Sivastopol’un yaklaşık 15 deniz mili kuzeybatısında Katja adlı 474 tonluk Rus gemisini 7 Ekim’de,  Rusya’nın bir deniz üssü ve tersane merkezi olan Herson’un 24 deniz mili güneyinde el konulmuş olan Belçika gemisi Apscheron’u 8 Ekim’de torpilledi. İstanbul’a 19 Ekim’de dönen UB-14, Karadeniz’deki ikinci seferi için hazırlandı. Ancak hazırlıkların tamamlanmasından kısa süre önce Karadeniz’den alınarak Marmara Denizi’nde görevlendirildi. Hazırlıkların 5 Kasım’da tamamlanmasının ardından denizaltı Marmara Denizi’ne açıldı.

Marmara

Marmara’daki görevi sırasında 30 Kasım’da limandayken, Çanakkale Boğazı’ndan Marmara’da operasyon yapmak için geçen Fransız Turquoise denizaltısının ele geçirilmiş olduğu haberi aldı. Fransız denizaltısı ve gemideki gizli belgeler mürettebat tarafından imha edilemeden ele geçirilmişti.  Üstelik Fransız komutan, denizaltının ele geçtiğini donanmaya rapor edememişti. Ele geçen belgelerde İngiliz denizaltısı E20 ile Turquoise’ın Marmara’da planlanan buluşma yeri ve tarihi belirtilmekteydi. Bu bilgiden yararlanmak üzere UB-14 buluşma noktasında (Tekirdağ açıkları) bir tuzak kurmak ve İngiliz denizaltısını imha etmekle görevlendirildi.  Denizaltı, yoldayken halen geçerli olan İngiliz şifresini kullanarak bir de radyo mesajı gönderdi.  Buluşma noktasına 6 Kasım 1915 günü ulaşan UB-14, E20’yi gördü ve periskop derinliğinde yaklaşarak 500 metreden saat 17:16’da bir torpido ateşledi.  İngiliz mürettebat torpidoyu fark ettiyse de önlem almak için yeterli zaman bulamadı.  Torpido, denizaltının kontrol kulesinde patladı ve denizaltıyı mürettebattan 21 kişiyle birlikte batırdı. UB-14 ise, denizden aralarında komutanlarının da olduğu dokuz kişiyi kurtardı.

Karadeniz’de ikinci görevlendirilişi

Kasım ayında von Heimburg UB-14’ün komutasından alınarak yerine Albrecht von Dewitz atansa da;  1916 yılının Şubat ayında yeniden göreve getirildi.  UB-14’ün Karadeniz’de Kasım 1915’ten Mayıs 1916’ya kadarki devriye görevlerinde herhangi bir zafer kaydı yoktu. Denizaltı, Haziran ayı başlarında İstanbul’a döndü.  Haziran’ın 17’sinde von Heimburg, yeni göreve alınacak olan UC-22’nin komutasını üstlenmek üzere Almanya’ya çağrıldı. UB-14’ün komutası ise Kurt Schwarz’a verildi. Bu görev, Schwarz’ın ilk u-bot komutanlığı olacaktı. Schwarz’ın komutayı devralmasından kısa süre sonra UB-14, Temmuz ayı Karadeniz seferi için denize açılan bir Osmanlı filosunda destek görevi aldı. Filoda Yavuz ve Midilli kruvazörleri de bulunmaktaydı. Sivastopol’daki Rus Donanması’nın girişebileceği bir karşı hareketi darbelemek için UB-14, Sivastopol açıklarında pusuya gönderildi. Rus filosu harekete geçtiğinde Schwarz, İmperatritsa Mariya adlı Rus zırhlısına bir torpido saldırısında bulundu. Ancak zırhlıyı koruma görevindeki muhripler tarafından bu saldırı atlatıldı.

Romanya’nın İtilaf Devletleri yanında 1916 yılı Ağustos ayında savaşa girmesinden sonra Alman orduları kısa sürede ülkeyi istila etmişti. Buna bağlı olarak Rus Amiralliği 1916 yılının ikinci yarısında tüm dikkatini Karadeniz’in batı tarafında yoğunlaştırdı. Diğer taraftan Alman denizaltıları, Karadeniz’de etkili olamıyordu.  Bu yüzden sınırsız denizaltı savaşının yeniden alevlendiği 1917 Şubat’ında, denizaltıların daha yoğun bir deniz trafiği olan Akdeniz’e kaydırılması tercih edildi.

28 Mayıs 1917’de, UB-14’ün başına Schwarz’ın yerine Ernst Ulrich tayin edildi.  Kısa süre sonra UB-14, bu yılın Karadeniz’deki ilk Alman devriye görevine çıktı. Bu seferi sırasında UB-14, 5 Haziran’da Poti’nin kuzeyinde 155 tonluk Rus gemisi Karasunda’yı torpilleyerek batırmayı başardı.  Bu başarı UB-14’ün son zaferi oldu.  Son komutan değişikliği ise 1918’in Mart ayında atanan Bodo Elleke ile gerçekleşti.

Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin 3 Mart 1918’de İttifak Devletleri’yle Brest Litovsk Barış Antlaşması’nı imzalamasıyla savaştan çekilmesinden kısa süre sonra İttifak güçleri Sivastopol Limanı’nı kuşattı ve bir müddet sonra işgal ettiler. UB-14, 11 Kasım’da savaşı sona erdiren ateşkes antlaşması imzalandığında Sivastopol’daydı. Sivastopol, 25 Kasım 1918’de İtilaf Devletleri’nin kontrolüne geçti. UB-14 ise 1919 yılının ilk aylarında Karadeniz’e kaçmayı başardı. Denizaltı, daha sonraları Malta’da terk edilmiş olarak suda bulundu. Dalgıçlar tarafından pervanesindeki işaretlerden UB-14 olarak tanımlandı.

 

20 Aralık 2015 Gelibolu Şehitlik Turu

Gelibolu Şehitlik Turu

TUR ADI: Gelibolu Şehitlik Turu

TUR TARİHİ: 20 Aralık 2015 Pazar

TUR SÜRESİ: Günübirlik

DURUM: Kesin Hareketli

KONTENJAN: Müsait

BAŞLANGIÇ SAATİ:20 Aralık 2015 Pazar – 09.00
HAREKET NOKTASI: Çanakkale Feribot İskelesi
BAŞLANGIÇ TARİHİ:20 Aralık 2015 Pazar – 18.00

TUR PROGRAMI

* 20 Aralık 2015 Pazar Vitalis Kültür Kafe’de (Çanakkale Feribot İskelesi Eski Rektörlük Binası ) Buluşma ve Hareket ( Şehir içinde konaklayan misafirlerimiz ücretsiz otel veya pansiyonlarından alınıp yine bırakılırlar)

* Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na kıtalararası bir yolculuk

Çanakkale Deniz Muharebeleri:

Kilitbahir Kalesi – Namazgah Tabyası ve Müzesi – Rumeli Mecidiye Tabyası ve Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Kara Muharebeleri

I. Kuzey Cephesi

Bigalı Köyü Atatürk Evi – Anzac Koyu ve Tören Alanı – Mehmetçiğe Saygı Anıtı

Kanlı Sırt – Kırmızı Sırt istikametinde tüneller ve siperler arasından orijinal savaş yolu yürüyüşü -57. Alay Şehitliği – Mehmet Çavuş Anıtı –Cesarettepe-Arıburun Yarları – Kılıçbayırı

Talat Göktepe Anıtı –Mehmetçik Parkı 261. Rakımlı Tepe – Conkbayırı Conkbayırı Atatürk ve Yeni Zelanda Anıtları – Atatürk’ün Saatinden Vurulduğu Yer – Gözetleme Yeri

II. Güney Cephesi

Şahindere Sargı Yeri Şehitliği – Soğanlı Dere Sargı Yeri Şehitliği – Havuzlar Şehitliği

Çanakkale Şehitleri Abidesi – Morto Koyu’nda  Boğaz Manzarası Eşliğinde Çay Keyfi

Ertuğrul Koyu Tabyası – Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği – Seddülbahir Köyü – Kanlı Dere

Alçıtepe (Kirte) Köyü Salim Mutlu Müzesi – Zığındere Hastane Şehitliği – Nuri Yamut Anıtı

* 17.30 – 18.30 Arası Çanakkale’ye Dönüş

Kişi Başı Ücret: Herşey Dahil 60.- TL ( 0-6 Yaş Çocuklar 35.- TL )

Ücrete Dahil Hizmetleri

  • Rehberlik Hizmeti
  • Öğle Yemekleri  ( yemek esnasında içecekler ekstradır )
  • Müze Girişleri
  • Feribot Geçişleri
  • Turistik Araçlarla Ulaşım
Gelibolu Şehitlik Turu
Gelibolu Şehitlik Turu

15 Kasım 2015 Gelibolu Şehitlik Turu; Kesin hareketli Çanakkale çıkışlı günübirlik Gelibolu Çanakkale Şehitlik Turu

HMS E12

HMS E12,  E sınıfı denizaltılara mensup, Birleşik Krallık’a ait bir denizaltı. Kraliyet Donanması tarafından inşasına 5 Eylül 1914’te, Chatham Tersanesi’nde başlanıldı ve 14 Ekim 1914 tarihinde inşası tamamlandı.

Hizmet geçmişi

Ön Yüzbaşı K. Bruce komutasındaki E12, I. Dünya Savaşı’nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı’ndaki denizaltı harekâtlarına katıldı. Bu bağlamda 19 Haziran 1915’te Çanakkale Boğazı’ndaki ilk seferine çıktı. 22 Haziran’da, Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığının acil mühimmat talebini Çanakkale’ye götüren Peyk-i Şevket kruvazörünü Tekirdağ açıklarında saptadı. Ancak elektrik motorları sorun çıkardığı, su altında manevra yapılamayacağı için izlemekten vazgeçti. 24 Haziran’da sülfür yüklü bir nakliye gemisini batırdı. 25 Haziran’da Haliç 1 römorkörü durduruldu; ancak mürettebatın ateş açması üzerine denizaltı geri çekildi ve Haliç 1’i top ateşiyle batırdı. Mürettebattan ise sadece iki kişi sağ kurtulabilmişti. Daha sonra Haliç 3’e ateş açıldı. Üç isabet alan gemi karaya oturdu. Bu arada yakın sahil topçusunun ateşe başlamasıyla E12 çekildi. Denizaltı, 28 Haziran’da üsse döndü.

Denizaltının ikinci seferi 16 Eylül 1915 gecesi başlatıldı. Sabahın ileri saatlerinde Saltık Limanı’nda demir üstündeki Avusturya gemisi Bitinia’ya torpido saldırısı yapıldı. Tekne battı, ancak daha sonra kurtarılarak İstanbul’a çekildi. 21 Eylül’de erzak ve canlı hayvan yüklü Kesendire nakliye gemisini Kurşunlu açıklarında top ateşi açarak durdurdu. Mürettebatın gemiyi terk etmesini sağladı ve top ateşiyle gemiyi batırdı. Aynı gün Bandırma açıklarında altı küçük çektirmeyi batırmayı başardı. 28 Eylül’de İzmir Körfezi’nde 3 tekne, bir gün sonra Tekirdağ-Şarköy arasında 5 tekne batırdı. 18 Ekim’de H1 ile İzmit Körfezi’nde buluştu. İki denizaltı burada Taşköprü gambotuna torpido ve topçu ateşiyle saldırdılar. E12 gambota isabet kaydetti ise de gambot çekilmeyi başardı. 18 Ekim’de Mudanya İskelesi’ndeki teknelere torpido atışı yapılsa da isabet kaydedilemedi. 22 Ekim’de yeniden H1 ile ve Turquoise ile, bir gün sonra da E2 ile buluştu. Denizaltı, 24 Ekim’de üsse döndü.

E12, 7 Mart 1921’de Malta’da, hurda olarak satıldı.

HMS E11

HMS E11, Kraliyet Donanması’nın 23 Nisan 1914 tarihinde suya indirilen E sınıfı denizaltısıdır. 1915 yılı Çanakkale deniz harekâtlarındaki en etkili denizaltılardan birisidir. Marmara Denizi’nde üç saat içerisinde farklı büyüklüklerde 80’den fazla gemiyi batırmıştır.

Hizmetleri

Avrupa’daki hizmetleri

Eylül 1914’te tarafsız Danimarka’nın denizaltısı Havmanden’in kulesinde bulunan flama numarası “3” yanlış görüldü. E11’den fırlatılan ve izini kaybettiren torpido, Havmanden’i ıskaladı.

Ekim 1914’te Binbaşı Martin Dunbar-Nasmith’in  komutasındaki E11, iki denizaltı ile daha beraber Baltık Denizi’nde görevlendirilmişti; ancak Alman devriyeleri tarafından durdurulmuş ve Harwich’e dönmeye zorlanmışlardı. E11, Aralık 1914’teki Hartlepool ve Withby Baskını boyunca Alman savaş gemilerini durdurmaya çalıştı; ancak arızalı torpidolar nedeniyle başarılı olamadı.

E11, 25 Aralık 1914 tarihinde; üç kruvazör ve çok sayıda muhriple korunan Riviera, Engadine ve Empress uçak gemilerinden kalkan yedi uçakla gerçekleştirilen Cuxhaven Saldırısı’nda görev almıştır. Dört uçak, gemisine geri dönmeyi başaramamış, üç tanesi ise E11’in beklediği noktaya dönmüştür. Pilotlar, gemiye alınmışlardır.

Akdeniz’deki hizmetleri

Mayıs 1915’te, hâlen Martin Dunbar-Nasmith tarafından komuta edilen E11, Marmara Denizi’ndeki denizaltı bölüğüne katılmak üzere Çanakkale’ye geldi. 27 Nisan 1915’te boğazı geçen E14’ten sonra, boğazı geçmeyi başaran ikinci denizaltı oldu.

E11, Çanakkale Boğazı’nı 18 Mayıs 1915 gecesi geçti, Gelibolu’da su üstüne çıktı ve bir Türk gemisini ele geçirdi. 23 Mayıs tarihinde bir gambot ve çok sayıda küçük tekne batırdı. Sonraki gün, Tekirdağ limanı yakınlarında, cephane yüklü Türk yük gemisi Nagara ile karşılaştı. Amerikan Chicago Daily News gazetesinden Raymond Swing’in de bulunduğu gemi, mürettebat ve yolcuları tarafından terk edildikten sonra batırıldı.

E11, 25 Mayıs 1915 tarihinde İstanbul’a ulaştı. Goeben ve Breslau zırhlıları aranıyordu; ancak saat 12:40’da yüzeye çıktığında, yük gemisi İstanbul’u Tophane cephaneliğinde gördü. Gönderilen ikinci torpido İstanbul gemisini vursa da, ilk torpido bir daire çizerek E11’in kendisini kısmen vurdu. Kıyıdaki toplardan açılan ateş sonucunda kaçmak için tekrar suya daldı; ancak İstanbul Boğazı’nın akıntısına kapılarak 20 dakika boyunca, Kız Kulesi civarında suyun dibine oturuncaya kadar kontrol edilemedi. İstanbul adlı yük gemisi batmadı; ancak Harem’de demir attı. E11 tarafından son yüzyıl içerisinde İstanbul’a yapılan ilk düşman saldırısı, Türk halkının moralini oldukça etkiledi ve şehirde paniğe yol açtı. E11, 27 Mayıs tarihinde İstanbul Boğazı’na geri döndü ve birkaç gemi daha batırdı; ancak torpidoların ateşlenmesi ve diğer bazı teknik konularda baş gösteren sorunlar nedeniyle 5 Haziran’da rotayı ülkesine çevirdi. Dönüş rotasında Çanakkale Boğazı’ndan geçerken, başka bir yük gemisi görüldü. Denizaltının kötü ve zayıf durumuna rağmen son iki torpido da ateşlenerek gemi batırıldı. Çanakkale’den geçerken bir demirli mayınla karşılaşıldı ve mayın yerinden çekilerek, denizaltının geçmesi sağlandı.

Denizaltının ilk seferinde, on bir gemi batırıldı veya büyük ölçüde hasar gördü. Bu rakamlar ile denizaltının kumandanı Martin Dunbar-Nasmith, Victoria Haçı ile ödüllendirilerek, Çanakkale deniz harekâtları süresince bu madalyayı alan üçüncü denizaltı kumandanı olmuştur.

8 Ağustos 1915 tarihinde ikinci seferinde olan E11; Çanakkale’deki Osmanlı Devleti savunmasına destek vermek üzere seyir halinde olan Barbaros Hayreddin zırhlısını, attığı tek bir torpido ile vurulmuş ve 253 mürettebatı ile batırmıştır.

19 Aralık 2015 Gelibolu Şehitlik Turu

Gelibolu Şehitlik Turu

TUR ADI: Gelibolu Şehitlik Turu

TUR TARİHİ: 19 Aralık 2015 Cumartesi

TUR SÜRESİ: Günübirlik

DURUM: Kesin Hareketli

KONTENJAN: Müsait

BAŞLANGIÇ SAATİ: 19 Aralık 2015 Cumartesi – 09.00
HAREKET NOKTASI: Çanakkale Feribot İskelesi
BAŞLANGIÇ TARİHİ: 19 Aralık 2015 Cumartesi – 18.00

TUR PROGRAMI

* 19 Aralık 2015 Cumartesi Vitalis Kültür Kafe’de (Çanakkale Feribot İskelesi Eski Rektörlük Binası ) Buluşma ve Hareket ( Şehir içinde konaklayan misafirlerimiz ücretsiz otel veya pansiyonlarından alınıp yine bırakılırlar)

* Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na kıtalararası bir yolculuk

Çanakkale Deniz Muharebeleri:

Kilitbahir Kalesi – Namazgah Tabyası ve Müzesi – Rumeli Mecidiye Tabyası ve Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Kara Muharebeleri

I. Kuzey Cephesi

Bigalı Köyü Atatürk Evi – Anzac Koyu ve Tören Alanı – Mehmetçiğe Saygı Anıtı

Kanlı Sırt – Kırmızı Sırt istikametinde tüneller ve siperler arasından orijinal savaş yolu yürüyüşü -57. Alay Şehitliği – Mehmet Çavuş Anıtı –Cesarettepe-Arıburun Yarları – Kılıçbayırı

Talat Göktepe Anıtı –Mehmetçik Parkı 261. Rakımlı Tepe – Conkbayırı Conkbayırı Atatürk ve Yeni Zelanda Anıtları – Atatürk’ün Saatinden Vurulduğu Yer – Gözetleme Yeri

II. Güney Cephesi

Şahindere Sargı Yeri Şehitliği – Soğanlı Dere Sargı Yeri Şehitliği – Havuzlar Şehitliği

Çanakkale Şehitleri Abidesi – Morto Koyu’nda  Boğaz Manzarası Eşliğinde Çay Keyfi

Ertuğrul Koyu Tabyası – Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği – Seddülbahir Köyü – Kanlı Dere

Alçıtepe (Kirte) Köyü Salim Mutlu Müzesi – Zığındere Hastane Şehitliği – Nuri Yamut Anıtı

* 17.30 – 18.30 Arası Çanakkale’ye Dönüş

Kişi Başı Ücret: Herşey Dahil 60.- TL ( 0-6 Yaş Çocuklar 35.- TL )

Ücrete Dahil Hizmetleri

  • Rehberlik Hizmeti
  • Öğle Yemekleri  ( yemek esnasında içecekler ekstradır )
  • Müze Girişleri
  • Feribot Geçişleri
  • Turistik Araçlarla Ulaşım
Gelibolu Şehitlik Turu
Gelibolu Şehitlik Turu

15 Kasım 2015 Gelibolu Şehitlik Turu; Kesin hareketli Çanakkale çıkışlı günübirlik Gelibolu Çanakkale Şehitlik Turu

HMAS AE2

HMAS AE2,  E sınıfı denizaltılara mensup, Avustralya Kraliyet Donanması’na ait bir denizaltı. Vickers Armstrong tarafından inşasına 18 Haziran 1913’te, Barrow-in-Furness’nde başlanıldı ve 28 Şubat 1914 tarihinde inşası tamamlandı. İnşasının ardından kardeş denizaltı AE1 ile birlikte Avustralya’ya hareket eden denizaltı, o tarihe kadarki en uzun mesafeli denizaltı yolculuğunu da gerçekleştirmiş oldu.

Hizmet geçmişi

I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine önce Alman Yeni Ginesi’ne gitti. Alman kuvvetlerinin çekilmesi ve bölgede denizaltına ihtiyaç duyulmaması sebebiyle Australia zırhlısıyla birlikte Fiji taraflarında devriyelik yaptı. Kasım ayında Sidney’e döndü ve bakım-onarım çalışmalarından geçti.  Bölgedeki tek denizaltı olduğu gerekçesiyle denizaltının Akdeniz’e gönderilmesi gerektiğini belirten denizaltının kumandanı Binbaşı Henry Hugh Gordon Stoker’ın bu isteği kabul edildi ve 31 Aralık günü Akdeniz’e doğru yola çıktı.  On altı gemiden oluşan konvoydaki tek savaş gemisi olan AE2, 28 Ocak 1915 günü Mısır’ın Port Said şehrine ulaştı. Bir müddet sonra Çanakkale Savaşı’ndaki denizaltı harekâtlarına katılmakla görevlendirildi.

AE2, Şubat 1915 başlarında harekât bölgesine ulaşmış; ancak dibe oturup ağır hasar gördüğünden Malta’da tamir edilmiş  ve 22 Nisan 1915 tarihinde aktif göreve dönebilmişti. İlk saldırı girişimini 24 Nisan günü yaptı; ancak ön kısımdaki kanat çiftinin hasar görmesi sebebiyle sadece 6 deniz mili (11 km; 6,9 mi) ilerleyebildikten sonra geri çekildi. İkinci saldırı girişimini 25 Nisan’da saat 02:30 sularında yaptı.  Saldırının amacı kara çıkarmaları başladığında Marmara Denizi’ne inmek, Osmanlı savaş ve nakliye gemilerine saldırmaktı. Binbaşı Henry Hugh Gordon Stoker komutası altında, 04:30 civarında Osmanlı topçusu tarafından saptanıp ateş altına alındıysa da hızla dalarak ilerlemeye devam etti.  Gemi, tespit edilmekten kaçındığı için dibe otura kalka, birkaç kez mayın zincirlerine sürtünerek seyrini sürdürerek boğazı geçti. Boğazdaki Kilya açıklarında, saat 07:30’da periskop derinliğine çıktığında demir üstündeki Turgut Reis zırhlısını gördü. Tüm torpidolarını fırlatsa da isabet kaydedemedi. Bu arada Aydın Reis gambotu tarafından tespit edilince dalışa geçmiş ve Marmara yönünde seyretti. Daha sonra dibe dayanarak günün geçmesini bekledi.

Gece yüzeye çıkan denizaltı, bataryaları şarj ettikten sonra dalışla seyre geçti ve 26 Nisan 1915 günü saat 04:00 dolaylarında aynı bölgede yeniden Turgut Reis’e karşı saldırı manevralarına girişti. Ancak bu kez zırhlının ateşiyle karşılaşınca daldı ve saat 09:00 gibi Marmara sularına girdi.

Sonraki gün, 27 Nisan gün doğumunda Doğanhasan Sığlığı’nda, Yapıldak Feneri yakınlarında Kütahya torpido botu eşliğinde Barbaros Hayreddin zırhlısını tespit etti, torpido saldırısına geçti, ancak yine isabet kaydedemedi. Dalışa geçerek yine kaçmayı başardı. Aynı gün Yarhisar destroyerine de saldırdı, ancak bu saldırı da başarısız oldu.

Ancak 28 Nisan’daki seyirler sırasında bir hedef saptanamadı. Bunun üzerine Gelibolu Limanı’na yöneldi. Bu seyir sırasında rastladığı Muavenet-i Milliye’nin refakat ettiği dört gemilik bir gruba karşı giriştiği torpido saldırısından da başarısızlıkla ayrıldı. Ertesi gün bir topridobot ve üç nakliye gemisi ile karşılaşmada da benzer durum gerçekleşti. Ancak bu arada Osmanlı makamları fazlasıyla uyarılmıştı ve Sultanhisar torpido botu, devriye görevinden alınarak denizaltıyı bulmak ve imha etmekle görevlendirilmişti.  Karaburun önlerinde saptanan denizaltı üzerine, 30 Nisan günü saat 08:20’de ilerleyen torpido bot, denizaltına karşı top ateşi açtı. İki torpido taarruzu manevra edilerek geçildi. Bu sırada denizaltı kaçma ve taarruz manevralarında kontrolden çıktı. Torpido botun iki torpidosu da hedefi bulmadı. Mahmuzlayarak denizaltı batırılmaya çalışıldı; ancak aldığı isabetlerden su altında tutunamayan denizaltı teslim olmak zorunda kaldı.  İngiliz subaylar ve kabaca yarısı İngiliz, yarısı Avustralyalı olmak üzere otuz iki kişilik mürettebat Sultanhisar’a alındı ve denizaltı batırıldı.

Batığın aranması ve keşfi

1995 yılından beri AE2  batığını bulmaya çalışan Rahmi M. Koç Müzesi yöneticisi Selçuk Kolay, 1998 Haziranında batığın Marmara Denizi’nde, Karabiga’da, Karaburun’un 4 mil kuzeyinde ve 72 metre (236 ft) derinlikte olduğunu saptadı. Sonraki ay ise bu noktaya bir dalış gerçekleştirdi. Ekim 1998’de Türkiye’ye gelen Avustralyalı dalgıç ekibinin gerçekleştirdiği dalışta, batığın AE2’ye ait olduğu doğrulandı.

9 Eylül 2007’de Avustralyalı ve Türk yetkilileri, batığın çıkarılması ve restore edilmesi konusunda ortaklaşa bir çalışma yapmaya başladı. Yapılan çalışmalarla, 1998’den beri yapılan dalışlarda batığın büyük zararlar gördüğü belirlendi.

HMS B11

HMS B11,  B sınıfına mensup, Birleşik Krallık’a ait bir denizaltı. Vickers Limited tarafından inşasına 12 Şubat 1906’da, Barrow-in-Furness’ta başlanıldı ve 11 Temmuz 1906 tarihinde inşası tamamlandı.  I. Dünya Savaşı’nın bir parçası olan Çanakkale Savaşı’ndaki denizaltı harekâtlarına katılmış ve düzenlediği saldırı sonucu Osmanlı zırhlısı Mesudiye’yi batırmıştır.

Hizmet geçmişi

İnşasının 11 Temmuz 1906’da tamamlanmasının ardından B9 ve B10 ile birlikte 1912 yılında Malta taraflarına açıldı. 1914 eylülünde ise Çanakkale Boğazı’na ilerleyecek olan Birleşik Filo’ya katılma amacıyla Bozcaada’ya hareket etti.

20 Mayıs 1915’te, İzmir Körfezi’nde devriye gezerken Alman denizaltısı UB-8’e gerçekleştirdiği saldırı başarısızlıkla sonuçlandı.

Teğmen Norman Douglas Holbrook komutasında 13 Aralık 1914 gününde denize açılan İngiliz denizaltı Çanakkale Boğazı’na girdi ve 1874 yapımı, Kepez Koyu Sarı Sığlar mevkiinde demirlemiş Mesudiye adlı Osmanlı savaş gemisine saat 11:30’da saldırdı. Mesudiye, Amiral Wilhelm Souchon emriyle, boğazdaki mayın hatlarını korumak için sabit batarya olarak görev yapmaktaydı. Tek torpille vurulan gemi kısa sürede alabora olurken, 10 subay ve 25 erden oluşan personeliyle birlikte battı.  Diğer taraftan ise B11, saldırının ardından dönüş seyrine başlamıştı. Bu başarılı saldırıdan ötürü Teğmen Holbrook Victoria Haçı, Üstteğmen Sydney Winn Üstün Hizmet Nişanı, denizaltıda görevli diğer askerler ise Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirildi.

İtalya’nın I. Dünya Savaşı’na dahil olmasının ardından aynı sınıfın diğer denizaltılarıyla birlikte  Ekim 1915’te Venedik’e doğru harekete başladı ve 28 Ekim günü şehre vardı.  Teğmen Samuel Gravener komutasındaki B11, 11 Aralık’ta Avusturya’ya ait bir deniz uçağı tarafından başarısızlıkla sonuçlanan bir saldırıya uğradı. Ancak kısa bir süre sonra deniz uçağı, motorunda yaşanan arıza sebebiyle acil iniş yapma durumunda kaldı. Bunun üzerine Teğmen Gravener, denizaltında bulunan Maxim tüfeği ile uçağa saldırmayı planlasa da silahın tutukluk yapması sebebiyle saldırıyı gerçekleştiremedi ve tutukluk giderilene kadar uçak tekrardan havalandı.

17 Ocak 1916’da denizaltı, bombardımandan dönen ve motorundaki arıza sebebiyle iniş yapmak zorunda kalan Avusturya’ya ait bir deniz uçağındaki mürettebatı esir aldı.  1916 Kasımında Malta’ya dönerek devriye gemisi olarak hizmet vermeye başladı. Bu sebeple adı S11 olarak değiştirildi. 1919’da, hurda olarak İtalya’da satıldı.

Mirası

24 Ağustos 1915’te, Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletindeki Germanton kasabasının adı, Teğmen Norman Douglas Holbrook’un anısına Holbrook olarak değiştirildi.  Kasabada ayrıca B11’in bir replikası da bulunmaktadır.

18 Aralık 2015 Gelibolu Şehitlik Turu

Gelibolu Şehitlik Turu

TUR ADI: Gelibolu Şehitlik Turu

TUR TARİHİ: 18 Aralık 2015 Cuma

TUR SÜRESİ: Günübirlik

DURUM: Kesin Hareketli

KONTENJAN: Müsait

BAŞLANGIÇ SAATİ:18 Aralık 2015 Cuma – 09.00
HAREKET NOKTASI: Çanakkale Feribot İskelesi
BAŞLANGIÇ TARİHİ:18 Aralık 2015 Cuma – 18.00

TUR PROGRAMI

* 18 Aralık 2015 Cuma Vitalis Kültür Kafe’de (Çanakkale Feribot İskelesi Eski Rektörlük Binası ) Buluşma ve Hareket ( Şehir içinde konaklayan misafirlerimiz ücretsiz otel veya pansiyonlarından alınıp yine bırakılırlar)

* Muhteşem boğaz manzarası eşliğinde Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’na kıtalararası bir yolculuk

Çanakkale Deniz Muharebeleri:

Kilitbahir Kalesi – Namazgah Tabyası ve Müzesi – Rumeli Mecidiye Tabyası ve Seyit Onbaşı Anıtı

Çanakkale Kara Muharebeleri

I. Kuzey Cephesi

Bigalı Köyü Atatürk Evi – Anzac Koyu ve Tören Alanı – Mehmetçiğe Saygı Anıtı

Kanlı Sırt – Kırmızı Sırt istikametinde tüneller ve siperler arasından orijinal savaş yolu yürüyüşü -57. Alay Şehitliği – Mehmet Çavuş Anıtı –Cesarettepe-Arıburun Yarları – Kılıçbayırı

Talat Göktepe Anıtı –Mehmetçik Parkı 261. Rakımlı Tepe – Conkbayırı Conkbayırı Atatürk ve Yeni Zelanda Anıtları – Atatürk’ün Saatinden Vurulduğu Yer – Gözetleme Yeri

II. Güney Cephesi

Şahindere Sargı Yeri Şehitliği – Soğanlı Dere Sargı Yeri Şehitliği – Havuzlar Şehitliği

Çanakkale Şehitleri Abidesi – Morto Koyu’nda  Boğaz Manzarası Eşliğinde Çay Keyfi

Ertuğrul Koyu Tabyası – Yahya Çavuş Anıtı ve Şehitliği – Seddülbahir Köyü – Kanlı Dere

Alçıtepe (Kirte) Köyü Salim Mutlu Müzesi – Zığındere Hastane Şehitliği – Nuri Yamut Anıtı

* 17.30 – 18.30 Arası Çanakkale’ye Dönüş

Kişi Başı Ücret: Herşey Dahil 60.- TL ( 0-6 Yaş Çocuklar 35.- TL )

Ücrete Dahil Hizmetleri

  • Rehberlik Hizmeti
  • Öğle Yemekleri  ( yemek esnasında içecekler ekstradır )
  • Müze Girişleri
  • Feribot Geçişleri
  • Turistik Araçlarla Ulaşım
Gelibolu Şehitlik Turu
Gelibolu Şehitlik Turu

15 Kasım 2015 Gelibolu Şehitlik Turu; Kesin hareketli Çanakkale çıkışlı günübirlik Gelibolu Çanakkale Şehitlik Turu

HMS E15

HMS E15,  İngiliz Kraliyet Donanması’nda görev yapan bir E sınıfı denizaltıdır. Denizaltı, denize indirildiği yıl olan 1914’de Osmanlı İmparatorluğu’na karşı yürütülen Çanakkale Savaşı denizaltı harekâtları’na katılmıştır.

Hizmet geçmişi

Bu harekât çerçevesinde 16 Nisan 1914 günü binbaşı Theodore S. Brodie komutasında, Çanakkale Boğazı’nı geçerek Marmara Denizi’nde karakol görevi yapmak için Mondros Limanı’ndaki üsten sefere çıkmıştır. Soğanlıdere açıklarında dalışa geçen denizaltı Çanakkale Boğazı’nın dip akıntısında ilerledikten sonra Kepez Burnu civarında yüzey akıntısına girmiştir.  Dip akıntısı, Ege Denizi’nden Marmara Denizi’ne doğru ve daha tuzlu sudur. Yüzey akıntısı ise ters yönde ve daha az tuzlu sudur. Bu daha az yoğun suda “ağırlaşan” tekne daha derine indi, akıntı tarafından sürüklendi ve eğimli dip kumlarına çarptı.  Kule ve gövdenin bir kısmı Dardanos Tabyası’ndan tespit edildi. Hemen ardından bataryalar tarafından ateş açılmıştır. İlk mermilerden biri kuleye isabet etti. O sırada kulede olan gemi komutanı bir şarapnelle ölmüştür. Kontrol odasına hızla deniz suyu dolmaya başladı. Su, kısa sürede bataryalara ulaştı ve açığa çıkan klor gazı mürettebattan altı kişinin ölümüne neden oldu. Öte yandan gemiye dolan su iyice karaya oturmasına yol açtı. Artık yüzdürülmesi olanaksızdı.

Bir sonraki sabah keşif uçuşundaki Komutan Brodie’nin erkek büyük kardeşi denizaltıyı Kepez Burnu altında karaya oturmuş olarak tespit etmiştir.  Durumun rapor edilmesi üzerine denizaltının Osmanlı makamlarının eline geçmemesi imha edilmesine karar verilmiştir. Bu yönde ilk girişim B6 denizaltısının gönderilmesiydi. Ancak E15’in torpillenmesi girişimi başarısız olmuştur. Daha sonra geceleyin iki destroyer, Grampus ve Scorpion, Boğaz’a girerek denizaltıyı imha etmeyi denediler. Bu girişim de başarısızlığa uğramıştır. Ertesi sabah bir diğer denizaltı B11 gönderildi. Bu girişim de yoğun sabah sisi nedeniyle sonuca ulaşamadı. Bunun üzerine İngiliz zırhlıları Triumph ve Majestic görevlendirildi. Ancak bu iki zırhlı, Osmanlı sahil bataryalarından açılan yoğun ateşle karşılaşınca çekilmek zorunda kaldılar. Bir çare olarak bir deniz uçağıyla denizaltıyı bombalamaya çalışıldı. Bu girişim de başarısızdı.

Denizaltıyı imha etmek için son girişim 18 Nisan gecesi söz konusu iki zırhlıdan birer işkambavya ile denenmiştir. İşkampavyalara 356 mm.lik ikişer torpido monte edilmişti. Saat 22:00 sularında hareket eden tekneler Boğaz’da 7 mil kadar içeri girdikten sonra ışıldaklar tarafından saptandılar ve ateş altına alındılar. Bu arada Majestic’in işkampavyasının torpido ateşlemesi için zamanı olmuştur. Ancak ilki isabet kaydetmedi. İkincisi ise kulenin hemen önüne düştü ama ağır hasar veremedi. Bu sırada işkambavyanın kıç tarafına isabet eden bir top mermisi, denizcilerden birinin ağır yaralanmasına ve teknenin zarar görmesine yol açmıştır. Personel, yardıma gelen diğer işkambavya tarafından alınmıştır. Tek işkambavya, topçu ateşi arasından kaçmayı başardı.